TÜRKİYE, Suriye politikasını doğru yönde değiştirmenin olumlu
sonuçlarını görüyor.
Ankara, ABD ile bir yere varamayacağını anladı. Rusya ile
yakınlaşarak, Fırat Kalkanı ile sahada etkili bir konuma geldiği
gibi ABD’siz masada da yer aldı.
Türkiye’nin konumu Moskova’da, Rusya-Türkiye-İran’ın vardığı uzlaşma ve ortak bildiriyle daha da güç kazanmış oldu.
Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Karlov’un menfur bir suikastla katledilmesi -tetiği çektirenler amaçlamış olsa bile- iki ülke ilişkilerini bozmadı aksine güçlendirdi.
Türkiye-Rusya-İran arasında kurulan işbirliği dün gece yürürlüğe girmesi beklenen ‘kalıcı ateşkes’ ve Astana’da kurulacak masayla ‘siyasi çözüm’ kapısını da açtı.
Suriye rejiminin de Rusya üzerinden dolaylı olarak dahil olduğu Moskova uzlaşmasının dört tarafı var. Ortaya çıkan bir uzlaşma metni olduğu için taraflardan hiçbirinin görüşlerinin tam olarak metne yansıması beklenemezdi. Rusya, İran, Türkiye ve dolaylı olarak Esad rejimi de belirli esneklikler göstererek, ortak bir bildiriye imza atmış oldu.
Şimdi önümüzde ‘siyasi çözüm’ amacıyla başlayacak Astana süreci var. Kalıcı ateşkesten sonra Türkiye, Astana’da kurulacak masa için hazırlanıyor.
Neresinden bakılırsa bakılsın, bu gelişmeler Türkiye açısından olumludur.
İNCE POLİTİKA
Türkiye’nin Suriye konusundaki önceliği PKK ve DAEŞ terör
örgütleri. Ankara, bu iki örgütün de sınırımızda egemen olmasını
istemiyor, bunu bekası açısından büyük tehdit olarak görüyor.
Türkiye’nin amacı bu tehdidi ortadan kaldırmak.