Türkiye’miz, ABD’nin dostluğunu (!); bir Türk atasözünde geçen;
"Dost kara günde belli olur" gerçeğinde gördü.
NATO üyesi olan ülkemiz, NATO üyesi olmayan Suriye’de savaşıyor
velakin Türkiye, başta ABD olmak üzere hiçbir NATO ülkesinden
yardım görmezken, yine NATO üyesi olmayan Rusya ile istihbarat
paylaşıyor!
Ve yine, NATO üyesi olmayan İran ve Rusya ile; Suriye savaşı
konusunda mutabakat zaptı imzalıyor. Halbuki daha dün; Rusya,
Ukrayna’yı işgal ettiğinde Türkiye, tereddüt etmeden NATO’yu
Karadeniz’e davet etmişti.
Koskoca ABD ise, 60 küsur ülkenin dahil olduğu Suriye savaşında;
bir terör örgütünün peşine takılıp (PYD-PKK) aklı sıra; Kuzey
Suriye’de kurulacak bir Kürt devletine destek oluyor.
ABD’nin yanılgısı; Türkiye’yi hâlâ eski Türkiye zannetmesidir. Eski
Türkiye, NATO’nun yalnızca külfetini yüklenen ve ABD politikalarına
hizmet eden; "Yurtta sulh, cihanda sulh" anlayışı ile kabuğuna
çekilen ve hepsinden önemlisi; üzerine enva-i çeşit terör örgütleri
salınıp onlarla boğuşaduran ve tüm enerjisini bunlarla tüketen bir
ülke idi.
ABD’nin dostluğuna (!) bakın ki; Orta Doğu’daki tüm bu
karışıklıklar sonucunda sınırlar yeniden çizilecek ve bu yeni
haritada Türkiye’nin güneydoğusu koparılıp, Suriye’nin kuzeyinde
kurulacak Kürt devletine eklenecek; bu yetmeyecek DAEŞ, Türkiye ile
sınırdaş yapılarak, mahut sınırlar teröristlere amade
kılınacak!
Bu arada; Suriye’nin sınırlarını, Sykes-Picot antlaşması ile çizen
İngiltere ile Fransa’nın sesinin-soluğunun çıkmamasına ne dersiniz?
Mafya filmlerinde olduğu gibi; kucağında kedi okşayan lider
konumunda olmasınlar?! Tarih boyu, pozisyonları hep böyle olmadı
mı?
Her ne olursa olsun; yeni Türkiye’nin konsepti gereği; terörün ülke
içindeki katliamları beklenilmeden; her nerede olursa olsun,
yerinde imha edilmesidir.