Vaktiyle Orta-Doğu’da İngiliz’in gizli yaptığını, bugün, ABD
alenen sergiliyor.
Bunun da yegâne sebebi; dünya kümesinde var olan beş horozun en
güçlüsü kendisini görmesidir. Bundan dolayı da fincancı katırlarını
ürkütmekte bir beis görmüyor.
Ne dost tanıyor, ne müttefik…
BM’nin de, NATO’nun da kahyası olarak kendini görüyor; içinde yer
aldığı tüm uluslar arası örgütleri, kendi tasarrufunda biliyor ve
fütursuzca kullanmaya çalışıyor.
ABD, NATO’da güya Türkiye’nin müttefiki; her hangi birisine bir
saldırı durumunda; ortak düşmana karşı omuz omuza dövüşmeleri
gerekir değil mi?
Birlik olup, omuz omuza çarpışmak şöyle dursun; NATO ile içimize
girip, Türkiye’yi içeriden çökertmenin hesapları içinde ABD!..
Dün bürokratik vesayet, bugün FETÖ şeklinde; kılcallarımıza girip
kardeşi kardeşe düşman edip; acımasız şekilde bizi, birbirimize
düşürüp kırdırdılar.
Onca askeri darbelerin arkasında, dost ve müttefik bildiğimiz bu
ABD var!
Seneler senesi emek verip yetiştirdiğimiz ve askerimizi emanet
ettiğimiz subaylarımızı devşirip kendi saflarına aldılar; NATO’daki
subaylarımızın (!) ilticalarını kabul edip bize karşı
kullanıyorlar!
Suriye’de, Irak’ta Türkiye’nin savaş halinde olduğu düşman terör
örgütleri ile iş birliği yapıp, onları silahlandırıyor ve sözde
DAEŞ’a, gerçekte ise bize karşı kullanıyor!
Terör örgütlerini Türkiye’ye tercih ediyor!
Türkiye erken davranıp, Fırat Kalkanı Harekatı’nı yapmasaydı; tıpkı
kuzey Irak’ta oluşturan Kürt devleti gibi; Suriye’nin kuzeyinde de
bir Kürt devleti meydana getireceklerdi. Bu tehlike halen de geçmiş
değil; bu yüzden,