Bugün 10 Kasım 2017, Atatürk’ün ebediyete intikal edişinin 79.
sene-i devriyesi.
Atatürk hakkında dün de bugün de bir sürü yersiz tartışma yapıldı,
yapılıyor. Bunlara bizim katılmamız mümkün değildir çünkü
tartışmaların hiçbiri aklıselimle yapılmıyor.
Bence Atatürk’ü değil, Atatürkçüleri tartışmak lazım!
Atatürk, gençliğinden beri serbest fikirli olup, milli iradeye
(cumhuriyete) inanan bir kişiydi. O, yapıp ettikleriyle ve
başarılarıyla dünyada emsali olmayan bir liderdir.
Son derece zeki ve pragmatistti.
Atatürk Osmanlı’nın kurmay subayıydı. Kurmay zekâsıyla olay ve
ortamı çok iyi değerlendirip, en olumsuz şartları (kriz) bile
fırsata çevirmesini bilirdi ve bildi.
Atatürk’ü anlayabilmek için devlet olgusunu bilmek lazımdır ki biz
Türklerin devlet algımız, ‘devlet-i ebet müddet’ anlayışıdır. Yani
kıyamete değin devam edecek bir
devlet anlayışı.
Bundan dolayıdır ki bizim devletimizin başlangıç tarihi 20. asrın
başları olmayıp, asırlar öncesine, 5000 yıllık tarihe dayanır.
Evet, genç cumhuriyet Osmanlı’nın külleri üzerinde, 1923’te
kuruldu, lakin Atatürk’ün liderliğinde yapılan Kurtuluş Savaşı’nda
bu küller yeşerip ayaklandı, savaştı ve istiklalini elde etti.