Nereden bakarsanız bakın, tüm İslam alemi hiçbir şekilde hak
etmediği bir Bayramı daha idrak ediyor. Diğer bir ifadeyle, Bayram
yerine hüznü ve perişanlığı yaşıyor.
Bu durum ise; dinleri ne diyorsa, onun tam tersini yapmalarından
kaynaklanıyor.
Dinleri; birlik olmalarını, birlikte rahmet, ayrılıkta azab-ı
ilahinin olduğunu söylüyor.
Geçen asrın başlarındaki Osmanlı’nın çöküşünden beri İslam alemi
maddede ve manada başsız kalmış ve adeta kesik başlı horozlar
misali çırpınıp durmaktadır.
Pek azı müstesna; hiçbir İslam ülkesi kendi olamamış ve her biri
değişik bir sömürgeci gücün hegemonyasına girerek dünyalarını da,
ahiretlerini de perişan etmişlerdir.
Al-i İmran Suresinin 103. Ve 105. Ayet-i kerimelerinde mealen şöyle
buyurulmaktadır: ‘Hep birlikte Allah’ın ipine (İslamiyet’in emir ve
yasaklarına) sımsıkı yapışın; parçalanmayın. Allahütealanın size
olan nimetini hatırlayın: Hani siz birbirinize düşman kişiler
idiniz de O, gönüllerinizi birleştirmişti ve O’nun nimeti sayesinde
kardeş kimseler olmuştunuz…’, ‘Kendilerine apaçık deliller
geldikten sonra parçalanıp ayrılığa düşenler gibi olmayın. İşte
bunlar için büyük bir azap vardır.’
İşte İslam ülkelerinin çektikleri, vaat edilen azabın sadece
dünyaya ait olan kısmıdır!
İslam aleminin sıkıntıya ve azaba düşmesinin (düçar olmasının)
diğer önemli bir sebebi de; ellerinde bulanan nimetlerin kıymetini
bilmemeleri ve nankörlük etmeleridir.
Zira Allahüteala, İbrahim suresinin 7. Ayet-i kerimesinde mealen;
vermiş olduğu nimetlere şükredilirse (onlar, Allah’ın emirleri
doğrultusunda, yerli yerinde kullanılırsa) onları arttıracağını;
lakin onların kıymetleri bilinmez ve nankörlük edildiği taktirde de
o nimetlerin, ellerinden alınıp, şiddetli azap edeceğini
buyurmaktadır.
İslam alemi, kendisine sunulan (bahşedilen) hangi nimetin kıymetini
bildi ve şükrünü ifa edebildi? Başta en kıymetli hazineleri olan
imanlarının kıymetini bilemediler ve ona nankörlük
ettiler.
İmanın şükrü ancak Müminlerin birbirlerini sevmeleriyle mümkündür.
Sevmek söyle dursun; birbirlerinin gözlerini oymakla hayatlarını
geçiren İslam aleminin üzerine taş yağmadığına dua edelim!
Birliktelik oluşturamayan İslam alemi, başta ABD olmak üzere tüm
sömürgeci güçlerin elinde oyuncak değil mi?
Onların boyunduruklarına girmeleri yetmiyormuş gibi, onlardan satın
aldıkları milyarlarca dolarlık silahları da birbirlerine karşı
(Müslüman kardeşlerine!) kullanıyorlar.
Kıyametin provası olan Hac’dan bile ibret alamayacak kadar; gözleri
körelen, kalpleri katılaşan; sayıca milyarlık, nitelik olarak
‘sıfır’ olan kuru kalabalıklar için zaten her gün bayram değil
mi?!
Bizi bizden iyi bilen Rabbimizin sözüne yöneliyor; tövbe istiğfar
ederek, bağışlanmamızı yine O’ndan diliyoruz: ‘ ..İçimizdeki
beyinsizlerin işledikleri yüzünden bizi helak eder misin
Allah’ım?!’
Hakiki bayramlara kavuşmamız temennisi ile…