Ülkenin ufkunu açan, çetin anayasa değişikliklerini yaparken Anayasa Komisyonu Başkanlığı görevini ifa eden; milletvekilliği arkadaşlığımızdan önce de gönül dostumuz olan, dünyalar tatlısı bir insanı, Prof. Dr. Burhan Kuzu kardeşimizi kaybettik.
Şairler ne güzel terennüm etmişler: “Ölüm güzel şey, budur perde ardından haber/Hiç güzel olmasaydı, ölür müydü Peygamber?” (N. Fazıl)
“Ölüm bize ne uzak, bize ne yakın ölüm. Ölümsüzlüğü tattık, bize ne yapsın ölüm?” (E. Bayazıt)
“Ölüm asude bahar ülkesidir bir rinde;
Gönlü her yerde buhurdan gibi yıllarca tüter.
Ve serin serviler altında kalan kabrinde
Her seher bir gül açar; her gece bir bülbül öter.” (Y. K. Beyatlı)
Burhan Hoca’yla gençlik yıllarımızdan beri dava arkadaşıydık. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde çileli bir hayatı oldu. Her Anadolu çocuğu gibi o da garipti.
Derslerinde çok başarılı olmasına rağmen karşıt görüşlü hocalarının hışmına uğradı. Dünya görüşünden taviz vermeden onlara direndi. Söke söke doktorasını yaptı, doçent ve profesör oldu.