14 aydır Komisyon’da bekleyen tasarı, Almanya Meclisi’ne geldi
ve beklendiği gibi; ‘soykırım’ kararı ile geçti. Tamamen siyasi ve
duygusal olan bu karar, Türkiye için ‘keenlem yekün’ yani yok
hükmündedir. Aslında dünyadaki hiçbir parlamentonun böylesi bir
karar alma yetkisi yoktur. Belli ki, modaya uyma geleneği
sürdürülüyor ve mahut parlamentolar, durumdan vaziyet
çıkarıyorlar.
Almanya parlamentosunun böyle bir karar alması, diğerlerine göre
bayağı tuhaf bir durum. Zira, geçen asrın başlarında vuku bulan
‘tehcir’ olayı; o günkü müttefikimiz olan Almanya’nın telkinleriyle
alınmıştı.
Yalnız; olayın zamanlaması pek manidardır; başta Almanya olmak
üzere tüm Avrupa’nın; kör vicdanlarına saplanan Suriyeli
mültecilerin kahredici hâlleri ve suçlanan Türkiye’nin insani ve
vicdani yardımları her türlü izahtan varestedir. Öyle ya; bir asır
geriye gitmeye ne gerek var; bugüne bak ve ey Avrupa; aynadaki
simsiyah timsalini gör!
Malum; Türkiye, Tayyip Erdoğan iktidarlarından itibaren çok olmaya
başladı. Halbuki, Lozan’la kendisine bir hudut belirlenmişti ve
buna göre; özellikle sınır komşuları olan ülkelerle asla ve asla
ilgilenmeyecekti. İslam ülkelerine sırtına dönecek; yönünü batıya
dönüp, batının kendisine tanıdığı; ‘ne ol, ne öl!’ şeklindeki bir
hayat tarzı ile sürünerek yaşayacaktı.
Afrika’daki, Avrupalı ülkelerin sömürge devletlerine bakın; ne
demek istediğimiz daha iyi anlaşılır. İşte bizi, o halde bırakmak
istediler. Daha düne kadarki ihraç ürünlerimizi hatırlayın: Üzüm,
incir fındık… Buna mukabil toplu iğne bile ithal edilecekti.
O günlerden; tankını, topunu, füzesini, tüfeğini, helikopterini vb.
üreten bir ülke hâline geldik. Ve bu durum, ister istemez birini
rahatsız etti. Dünyanın hiçbir ülkesinde emsali görülmedik vahşeti
içeren terörle önümüz kesilmek istendi. Dost ve Müttefik (!) ne
kadar ülke varsa, hepsi terör örgünün yanında yer aldı. Burada da
başı, hemen her yerde olduğu gibi ABD çekiyor.
PKK’nın elinde ABD malı anti tank füzeleri yetmezmiş gibi, ABD
askerleri; aynı örgütün uzantısının üniformalarını giyerek
savaşıyor. Böyle dost, düşman başına!
İran, her zamanki İranlığını yaptı; Almanya Meclisi’nin ‘soykırım’
kararının hemen ardından Ermenistan’la vizeleri kaldırma kararı
aldı. Ona da bu yakışırdı zaten; nitekim, tarihte biz ne vakit
batıya sefere çıktıysak, arkamızdan vurmayı hep maharet
bilmişti.
Başta ABD olmak üzere batılı devletlerin istediği; Irak’ta ve
Suriye’de onlarca yıl sürecek kaotik ortamlardır. Böylece; hem
İsrail’in güvenliği teminat altına alınmış olur ve hem de
Müslümanlara birbirlerini kırdırarak; insanca zayiatın önüne geçmiş
olurlar!