AK Parti, Olağanüstü Kongre’ye giderek; Genel Başkanı’nı ve parti yönetimini yeniledi. Binali Yıldırım Hükümeti kuruldu; Hükümetin programı TBMM’de okundu, bilahare oylandı ve Güvenoyu aldı. AK Parti ayrıca; Parti Grup Başkan Vekillerini de belirledi. Yukarıda anlatılan bütün bu işler, eskiden olsaydı en az iki aylık bir zamanı kapsardı. Görüldüğü gibi, bir hafta içerisinde hepsi gerçekleşti. Bu hızlı durum; ömürlerini, masalarındaki meze ve rakıyla tüketen mahut zorba erbabını pek üzdü. "Bu acele nedir; yangından mal mı kaçırıyorsunuz" demeğe getirdiler. İşte; AK Parti farkı budur. Zira bizde her şey; nasıl yapılır-yapılmalıdır anlayışından ziyade, nasıl yapılmaz-yapılmamalıdır anlayışına endekslidir. Mesela, kanunlar, Meclis’in İçtüzük hükümlerine göre çıkartılır ki; bu İçtüzüğe baktığımızda, deveye hendek atlatmaktan başka bir mana ifade etmediği görülür. Mahut zihniyetin tabii ki acelesi yoktur; zira onların millet, milletin dertleri diye bir meselesi yoktur. Üretmek, satmak ve katma değer oluşturmak için çırpınan özel sektörü düşünün! Bu kişilerin gecesi-gündüzü var mıdır? Bir de; bunların sermayesine düşman olan; üretmeden tüketen bürokratları düşünün! Ay başında maaşı kekadır; dolayısıyla fütursuzdur ve düşüncesizce, bindiği dalı kesmekten sakınmaz. Yangında, kaybedeceği bir çöpü olmadığına inanır.