Her sene nisan ayı geldiğinde, ülke olarak hop oturup hop kalkıyoruz! Hangi ülkenin devlet başkanı, başbakanı veya parlamentosu; ‘soykırım’ lafını kullanacak veya kararını alacak diye ödümüz patlıyor! Bu cümleden olarak; yine her sene ABD’ye resmî ve gayr-i resmî heyetler gönderiyor; ilgililerin aleyhimizde konuşmamaları ve bu doğrultuda karar almamaları için yoğun çabalar sarf ediyoruz.
Nedir bu aşağılık kompleksi Allah aşkına?!
Yalnızca bu tavrımız bile, suçlu olduğumuzun bir delili değil mi?
Dikkat ediniz; olayların cereyanının üzerinden tam bir asır geçti.
Bu bir asır içerisinde bizim; devlet ve millet olarak en büyük
kaybımız; Cihan devletimiz ve onun elindeki güç ve kudretimiz..
Dolasıyla, yüz yıldır; hakkımızdaki kararları biz veremiyor ve
hakkımızda yazılan tüm haberler hep tek yanlı yani, eyleyen
açısından ele alınıp yazılıyor!
Edilgen, şahsiyetsiz dış politikaların sonuçlarından başka bir şey olmayan tüm bu rezil hallerden bir an önce kurtulmalıyız. Avuç açarken avuç ovuşturmanın izahı, bir dereceye kadar anlaşılabilir ama o günler geride kalmadı mı?
Batılı dostlarımız (!) bu hâli çok iyi bilmelerine rağmen; eski alışkanlıklarının gereği olarak; blöf yaparak üzerimize geliyor ve bizi eskiden olduğu gibi kıskaca almak istiyorlar.