Malum, can Azerbaycan’ın bağımsızlık sevinci kursağında kalmıştı.
Azerbaycan henüz çiçeği burnunda bir devletti. Bağımsız devlet olarak, tüm kurum ve kuruluşlarını kuvveden fiile çıkarmaya çalışırken, diğer bir deyişle, ülkesini savunmada bile yeterli donanıma ve eğitimli askere sahip değilken, Rusya destekli Ermenistan’ın saldırısına uğradı. Rusya’nın güdümündeki (aynı safta birlikte savaştığı) Ermenistan, Türk yurdu olan Karabağ’ı işgal etti, binlerce Türk’ü şehit ederek, on binlerce Türk evladını evinden yurdundan kopararak mülteci durumuna düşürdü.
Beş bile değil, yalnızca üç ülke; (ABD, Rusya ve Fransa) dünyadan büyük olduğundan, onlar da sırf Müslüman olduğu için haklının yanında yer almayıp zalimin (kendileri gibi Hıristiyan olan) Ermenistan’ın zulümlerine ortak oldular.
Zira zulme rıza zulümdür.
Azerbaycan otuz yıldır bu acıyla yaşadı. Zalimlerden boş yere adalet beklediklerini ve yapılması gereken tek şeyin, kendi göbeklerini kendilerinin kesmek olduğunu anladılar.