Gerçekte saygın olması gereken siyaset, onun bunun maşası konumundaki kifayetsiz muhterisler eliyle kirletilmektedir.
Demokrasilerin olmazsa olmazı, halkla bütünleşmektir. Halka tepeden bakan ve halka rağmen iş gören siyasetçi, söylem ve eylemleriyle samimi olmayıp riyakârdır. Bu durum ise, adam yerine konulmayan ve tepeden bakılan o halkın gözünden asla kaçmaz. Halk ise, bunun gereğini, çaktırmadan veya çaktırarak, er ya da geç ama mutlaka yapar!
Sandıkta beklediği karşılığı göremeyen kifayetsizler, büsbütün deliye dönerler ve “kendilerini anlayamayan(!)” bu halkı cezalandırmaya yönelirler. “Göbeğini kaşıyan adamlar ve onların seçtiklerinden ne olur?” diyerek, hakaretleriyle teselli bulmaya çalışır ve intikam hedeflerine, milletin değerlerini ve seçtiklerini koyarlar.