Ayrışmalara, ötekileştir-melere doyamadığımız şu zamanda, sıklıkla kullandığımız bir kavram ‘kutuplaşma’.
Malum, bizim ülkemiz bir imparatorluk bakiyesi; bundan dolayı da farklı din, dil, ırk ve mezheplere sahip insanların yaşadığı netameli bir coğrafya. Dolayısıyla, bu toplumu oluşturan bireylerden ‘tek tip’ olmalarını beklemek, istemek, dayatmak gerçeğe uygun olmamakla birlikte eşyanın tabiatına da aykırıdır.
Aslında eşit paydada payların çeşitliliği, olması gereken bir zenginliktir ve tüm toplumsal yapıların kaçınılmaz gerçeğidir.