Bugün gelin; medya olarak elimizden hiç düşürmediğimiz ve önümüze gelene sürekli batırdığımız çuvaldızla ne yaptığımızı anlayabilmek ve vermekte olduğumuz acının azıcık bir örneğini tatmak için iğneyi kendimize batıralım!
Kurum ve kuruluşların kamil manada yerine oturmadığı toplumumuzda, medyamızın da sağlıklı bir geçmişi bulunmamaktadır. Bunu da, asıl işlevinden koparılan medyanın; belli merkezler adına tetikçilik yapmasında, psikolojik savaşlarda algı oluşturmasında ve hepsinden önemlisi; kendini hem polis, hem savcı ve hem de yargıç konumunda görmesinde müşahede ediyoruz.
Özellikle ‘kutsal’ olan haberi vermede asıl görevi; yansız, objektif ve düz ayna görünürlüğü sağlamak olan medya; iç ve dış mihrakların emrine girerek, pireyi deve-deveyi pire yapıp algı oluşturuyor.