Dünya Müslümanları olarak ahir zamanın tipik yansıması olan garipliği, sahipsizliği ve bin bir parçaya bölünmüşlüğü yaşıyoruz.
Devlet-i Âliye (Osmanlı) yıkılıp tarih sahnesinden çekildikten sonra, İslam dini ve Müslümanlar, beşer planında sahipsiz kaldı.
Paramparça edildiler ve her bir parça kapanın elinde kaldı ve halen de kalmaya devam ediyor.
Kapanlar da Müslümanları ve Müslümanlığı, (çoğu kez içeriden) istedikleri kalıplara sokup çığırından çıkardılar.
Müslümanlık o hale getirildi ki sözde şeriatla idare edildiklerini iddia edenler, gerçek Müslümanlığın en uzağında olanlar. Müslümanlığın en kutsal beldeleri (Mekke, Medine), böylelerinin elinde adeta esaret hayatı yaşıyor!
Devlet memuriyetindeyken, Suudi kraliyet ailesinden birisiyle tanışmıştım (annesi Türk’tü). Cennetin ve cehennemin dünyada olduğunu söylemişti, kendisi de oruç tutmamak için Türkiye’ye gelmişti!