Medeni toplumlar ilkeli, yani cihanşümul standartlara sahiptirler. Son iki asırdır, dünyanın saltanatı Batılıların elindedir ve onlar bu hükümranlıklarını; toplumları maddi ve manevi yönden sömürme, baskılama, kendilerine benzetme, benzemek istemeyenleri ise yok etmek üzerine kurgulayıp tatbik etmekteler. Bu hâlin tipik manzarasını, Cemiyet olarak; Osmanlının ‘Hasta Adam’ olarak anıldığı, geçen asrın başlarında yaşadık. Güçten ve kuvvetten düşen kurt, âdeta köpeğin maskarası olmuştu! Her kale gibi, Osmanlıyı da içinden yıkmaya koyuldular. Bu cümleden olarak; okumuş-aydın takımına el attılar. Onları gizli cemiyetlerine sokarak, istedikleri temrinden geçirdiler (eğittiler). Sivil ve askerî paşalar hazeratının kahir ekseriyeti; Sadaret (başbakanlık) makamına yükselenler dahil; hemen hepsi düvel-i muazzamanın (büyük devletlerin) yandaşı idi. O vakitler büyük şeytan İngiltere idi ve ondan gayrı devletlerin melanetleri, küçük şeytanların icraatlarına denk geliyordu. İngiltere, tabir caizse deveyi havutuyla (semeriyle) yutar; akabinde de yutanı bulmak için seninle birlik gözükür ve senin adına, senden fazla üzüntülü görünür!