Cenab-ı Hakk Kur’an-ı kerimde, "Sabredenlerin
mükafatları (ödülleri) hesapsız
verilecektir" (Zümer-10) buyuruyor.
Sevgili Peygamberimiz aleyhisselam, Muaz bin Cebel’e yazdırdığı bir
taziye mektubunda buyuruyor ki: "…Muhakkak
bilmeliyiz ki, kendi varlığımız, mallarımız, servetimiz,
kadınlarımız
ve çocuklarımız, Allahü tealanın sayısız nimetlerinden, tatlı
faydalı
ihsanlarındandır. Bu nimetleri, bizde sonsuz kalmak için değil,
emanet
olarak kullanmak, sonra geri almak için vermiştir. Bunlardan, belli
bir
zamanda faydalanırız. Vakti gelince hepsini geri
alacaktır.
Allahü
teala, nimetlerini bize vererek sevindirdiği zaman, şükretmemizi,
vakti
gelip geri alarak üzüldüğümüz zaman da sabretmemizi
emreyledi... İyi
bil ki, ağlamak, sızlamak, derdi belayı geri çevirmez.
Üzüntüyü
dağıtmaz! Kaderde olanlar başa gelecektir. Sabretmek, olmuş bitmiş
şeye
kızmamak lazımdır…"
İmam-ı Rabbani hazretleri 3. Cilt 14.
Mektupta; "Belanın kalkmasına dua edip, afv ve afiyeti
rica ederiz" buyurarak;
Hazret-i Eyyüp aleyhisselamın düçar olduğu belalara karşı
gösterdiği
sabra ve mahut belalardan kurtulması için yaptığı duaya işaret
etmiştir.