Mü’minin ömrü korku ile ümit arasında olmalıdır. Büyükler 40 yaşına kadar korku, 40 yaşından sonra da ümit galebe çalmalıdır derler. Nitekim hadis-i kudside; "Kulumu, beni zannettiği gibi karşılarım" buyurulur.
Kul ile Rabbi arasındaki en büyük perde kişinin kendisidir; yani
nefsidir. İşte; Allahü tealanın göndermiş olduğu bütün
dinlerin amacı; bu nefsi ezmek ve ortadan kaldırmaktır. Bunun yolu
ve yordamı da; Allahü tealanın emrine imtisal, yani O’na
ibadettir.
Kulun Allahü tealaya en yakın olduğu, yani aradaki nefs perdesinin
en ziyade ortadan kalktığı anlar; farzların ifa edildiği
zamanlardır. İmam-ı Muhammed Ma’sum Faruki (kuddise sirruh)
Mektubat’ının 6. cilt, 137. Mektubunda "Nafilelerden
meydana gelen yakınlık oldur ki, kul fail ola. Ve Hakk celle ve
a’lanın fiiline alet ola.
Farzlardan meydana gelen yakınlık, sırf Allahü tealanın emrine
uymak olduğu için, kulun varlığı arada değildir. Hakk teala fail
olup, kul O’na alet olur" buyurur.
İbadetlerin en üstünü; bütün ibadetleri içinde toplayan namazdır.
Bundan dolayı da "dinin direği" ve
sevgili Peygamberimizin aleyhisselam "gözünün
nuru" olmuştur.
Namazda Hakk, kulunu muhatap alır ve onunla konuşur. Kul için
bundan daha büyük bir şeref ittihaz olunamaz. Kulluğun (tezellülün)
zirvesi namazda (secdede) hasıl olur.
Yalnız; namaz kılarken kalbin toparlanmış olması gerekir. Kalbin
toparlanması, "Allahü tealayı görür gibi namaz
kılmaktır." Hadis-i şerifin
devamında; "Biz görmüyorsak da, Allahü teala bizi
görmüyor mu?" ikazı vardır.
Kul, en ziyade namazla bereketlenir; zira her ibadet gibi, namazın
bereketi de kula racidir (dönüşlüdür). Kutsi bir hadiste Cenab-ı
Hakk; "Allahü teala kulunun diliyle kendisini öveni
duydu" diye buyurur.
Başka bir kudsi hadiste de şöyle buyurulur: "Nezdimde
(katımda) en gıpta edilir velim, namazdan payı olan, gizlide ve
açıkta Rabbine güzelce ibadet ve itaat eden ve insanlar içinde
gizli kalan (bilinmeyen) bir mü’mindir."
Muhyiddin-i Arabi hazretleri, tasavvuf yolunda karşılaştığı
şeyhlerinden Ebu Muhammed Abdullah (kaddesallahü
esrarahüma)’dan şöyle nakleder: