Allahü teala sonsuz merhametiyle, biz kullarına acıdı ve sonsuz
seadetlere kavuşmamız için de; içimizden en iyilerimizi Peygamber
seçerek; dünya ve ahiret seadetinin yollarını (din), onlar
vasıtasıyla bize bildirdi. Cenab-ı Hakk’ın merhametine bakın ki;
dünyayı bir imtihan yeri kıldı ve o imtihanın sorularını ve
cevaplarını da, önceden bildirdi.
İmam-ı Muhammed Ma’sum hazretleri (kuddise sirruh); Allahü tealanın
ilk yarattığı şeyin, nur-i Muhammedi (sallallahü aleyhi ve sellem)
olduğunu bildiriyor. 4. cilt, 113. Mektup
Dolayısıyla her şey, Muhammed aleyhisselam hürmetine yaratıldı. Her
şey ve herkes varlığını O’na borçlu; "O ki, o yüzden varız!" Bundan
dolayıdır ki, "Resulullahın muhabbeti (sallallahü aleyhi ve sellem)
her şeyden ve kendi nefsinden ziyade (çok) olmayınca, iman tamam
olmaz" buyuruldu: 4. cilt, 128. Mektup.
Kendisine (aleyhisselam), bütün hakikatleri toplama özelliği
verilen Muhammed aleyhisselam, âlemlere rahmet olarak gönderilmiş
ve; Cenab-ı Hakk, O’na itaati, kendisine itaat olarak bildirmiştir.
Allahü tealanın bu ilahi fermanını görmek istemeyen ve;
"Resulullaha (sallallahü aleyhi ve sellem) uymak lazım değildir
sanmak, küfürdür zındıklıktır." Mektubat-ı İmam-ı Rabbani, 1. cilt,
117. Mektup
O (aleyhisselam), öyle yüce bir ahlak üzere yaratıldı ki, Allahü
teala O’nun için; "O, kendi arzusuna göre de konuşmaz. O’nun
(bildirdikleri) vahyedilenden başkası değildir" buyurmuştur.
Günümüzde; din kisvesi altında gözüken ve sinsice İslam düşmanlığı
yapan ve bu cümleden olarak da; Sevgili Peygamberimizi
(aleyhisselam) dinden koparmak isteyen; "Kur’an İslam’ı" diye
hezeyanlar savuran, Prof. unvanlı nadanlar var. Bu nasipsizler;
farkında olarak veya olmayarak (!), Cenab-ı Hakk’a dil uzatıyor ve
O’nu -hâşâ- yalancılıkla itham ediyorlar. Bu denli eşedd zındıklar
şimdiye kadar görülmemişti.
Allahü teala, Kur’an-ı kerimi Muhammed aleyhisselama indirdi;
bizzat O’nu muhatap aldı ve indirdiği ilahi kelam hakkında
"Litübeyyine=açıklaman için..." buyurdu. Şu hâlde; sevgili
Peygamberimizin aleyhisselam açıklamaları, yani hadis-i şerifler;
Kur’an-ı kerimin tefsiridir. Bu açıklamaları görmezden gelmek,
bizzat Kur’an-ı kerimi ve İslamiyet’i ortadan kaldırmaktır.