Aşağıdaki satırlar; Muhyiddin İbn-i Arabi hazretlerinin (kuddise
sirruh) Fütuhat-ı Mekkiyye kitabının 7. cilt, 310 ve 311.
Sahifelerinden alınmıştır:
"Bu ciltte bu bölümün başında sayı ve sayılanlar konusuna ulaşınca
uyudum. Rüyamda sevgili Peygamber efendimizi (aleyhisselam) gördüm.
Önündeydim. Birisi -kendisi de duyacak şekilde- bana ‘sayıda
çokluğun en azı kaçtır?’ diye sorunca ben de ‘Nahivcilere göre üç,
fakihlere göre ikidir’ dedim. Bunun üzerine sevgili Peygamberimiz
(aleyhisselam) ‘Onlar da yanılmış, ötekiler de’ buyurdu. Ben de
‘Nasıl söylemeliyim?’ diye sorduğumda şöyle buyurdu: ‘Sayı çift ve
tektir. Allahü teala mealen şöyle buyurur: (Çifte ve teke yemin
olsun) Fecr suresi 3. Âyet meali. Hepsi sayı olduğu hâlde, onları
ayırmıştır.’ Sonra mübarek eliyle beş dirhem çıkarıp üzerinde
oturduğumuz hasırın üzerine attı. İki dirhem ayrı, üç dirhem ayrı
düştü. Bana ‘Soru sorana hangi sayıyı sorduğunu sormak gerekir:
Çift mi, tek mi?’ buyurdu. Sonra mübarek elini ikinin üzerine
koyarak ‘Bu çift sayılarda çokluğun en azıdır.’ Sonra mübarek elini
üçün üzerine koyarak ‘Bu da tek sayılarda çokluğun en azıdır’
buyurdu. Sonra şöyle ekledi: ‘Bu meseleyi sorana böyle cevap vermek
gerekir. Gerçek bizce böyledir.’ Uyandım. Uyandığımda rüyayı
gördüğüm gibi buraya kaydettim…
…Bir varlığı olmasa bile, sayının hüküm ve gücünün bir yönü ‘Üç
kişi yoktur ki, dördüncüsü O olmasın, beş kişi yoktur ki altıncısı
O olmasın veya daha azı’ (Mücadele suresi 7. Âyet meali) âyetinde
dile getirilir. ‘Daha azı’ iki demektir ki, bu da zikredilen
rüyamızı destekler. Mealen; ‘Ya da daha çoğu yoktur ki, her nerede
olurlarsa olsunlar, Allahü teala onlarla birlikte olmasın.’
Kastedilen ise, sayı mertebeleridir. Sevgili Peygamberimiz
(aleyhisselam) ‘Allahü tealanın doksan dokuz ismi vardır’ buyurur.
Bu da sayının hükmüdür.