Cenab-ı Hak, mahlukları sınıf sınıf yaratmış ve her sınıfa "hayırlılar" yerleştirmiş, bunların içinden de seçkinleri ayırmıştır. Hayırlılar, elbette ki, ilahi davete icabet eden mü’minlerdir. Bunların seçkinleri ise, salih Müslümanlar, veliler, nebiler ve resullerdir.
Yarattıklarından birini seçerek; O’nu en üstün kılmıştır. Zira, kâinatı O’nun yüzü suyu hürmetine yaratmış ve "O’nu âlemlere rahmet olarak göndermiştir." En iyi dualar ve karşılıklar O’nun ve Eshabının üzerine olsun! Bundan dolayıdır ki, Sevgili peygamberimiz Muhammed aleyhisselam, Cenab-ı Hakk’ın kendisine Halife olarak yarattığı insanın hem en hayırlısı ve hem de yegane efendisidir.
Fütuhat-ı Mekkiyye’de İbn-i Arabi hazretleri şöyle der: "Allahü teala, O’nu bir direk yapmış, varlık kubbesini O’na dayandırmıştır, mazharların en üstünü ve yücesi yapmıştır. Bu makam O’nun adına tarif olarak geçerlidir. Böylece O’nu, beşer toprağı var olmazdan önce bilmiştir. İşte O kişi Muhammed aleyhisselamdır. O’na karşı konulamaz ve O’ndan büyük olunamaz. O efendidir, O’nun dışındakiler ise, kalabalıktır. Hazreti Peygamber aleyhisselam, kendisi hakkında şöyle buyurur: Ben insanların efendisiyim, övünmüyorum!..
...Âriflerden bir grup şöyle der: ‘Allahü teala, insanları ve cinleri kendisi için yaratmış, bu iki sınıfın dışındakileri ise, insan için yaratmıştır.’ Bu konuda Hazreti Musa aleyhisselamdan aktarılan bir rivayet vardır. Allahü teala Tevrat’ta şöyle vahyetmiştir: ‘Âdemoğlu! Eşyayı senin için, seni kendim için yarattım! Kendim için yarattığımı, senin için yarattığıma feda etme!' Nitekim Kur’an-ı kerimde Cenab-ı Hakk, 'İnsanları ve cinleri bana ibadet etsinler diye yarattım' (Bakara-253) buyurmaktadır."