Kur’ân-ı kerimde azap âyetlerinin çokça zikredilmesi, Cenab-ı
Hakkın rahmet denizinin sonsuzluğuna işarettir. Zira her ikaz ve
tenzir (korkutma), te’dibe (edeplendirmeye) ve ıslah etmeye
(düzeltmeye) yöneliktir. Allahü teala, kullarına çok acıdığı için,
onları çokça uyarıyor.
Burada şöyle bir soru sorulabilir: Peki o hâlde; Allahü tealanın
kullarını dünyada ve ahirette cezalandırması ve hatta ateşte
yakması nedendir?
İyi düşünülürse, bütün bunların yani; dünyevi ve uhrevi
cezalandırmaların hepsinin, bir temizleme ve rahmet olduğu
görülür.
İmam-ı Rabbani hazretleri (kuddise sirruh) 1. Cilt 97. Mektupta; "…
İnsanın yaratılmasına sebep, emrolunan ibadetleri yapmaktır.
İbadetleri yapmak da imanın hakikati olan, yakini elde etmek
içindir. Hicr suresi, son âyetinin meal-i şerifi de, belki (Yakin
elde etmek için Rabbine ibadet et!) demektir… Sanki, ibadet
yapmadan önce olan bu iman, imanın kendisi değil, görünüşüdür.
Âyet-i kerimede, (yakin elde etmek için) yani (imanın kendisini
elde etmek için) buyuruluyor. Sure-i Nisa 135. Âyetinde de mealen,
(Ey iman edenler! İman ediniz!) buyuruldu. Bunun manası, (Ey imanın
suretini edinenler! İbadet yaparak, imanın kendisine
kavuşunuz!)dur.
Allahü tealaya kulluğun (ibadetin) nasıl olacağını biz bilemeyiz.
Bu yüzden onca Peygamberler (aleyhimüsselam) gönderildi. Her
Peygamber, kendi zamanında ve muhitinde, yaşadığı kavminin en üstün
ve örnek şahsiyetidir. Bizim Peygamberimiz Muhammed aleyhisselam
ise, bütün zamanların; gelmiş ve gelecek tüm insanların her
bakımdan en üstünüdür. Yani, kulluğun zirvesidir.
Hazreti Aişe validemiz (radıyallahü anha), sevgili Peygamberimiz
için; ‘Resulullah (sallallahü aleyhi ve sellem) her durumda Allahü
tealayı zikrederdi’ ve ‘O (aleyhisselam), Kur'ân-ı kerimi yaşardı’
buyurur."
Yine İmam-ı Rabbani hazretleri (kuddise sirruh) 1. Cilt, 9.
Mektupta; "... Abdiyyet, kulluk makamı, her