"Hiç"liğini bilen insan-ı kâmil insandır. Cenab-ı Hakk, insanın
kadr ü kıymetini; "hiç"liğinin idrakine bağlıyor ve bu şuurdaki
kulunu yüceltiyor: "Allah için tevazu göstereni (alçak gönüllü
olanı), Allahü teala yüceltir."
Müjdeleyen ve azapları bildiren şanlı Peygamber efendimizin
(aleyhisselam) arkadaşlarının her biri, kendilerini ve Rablerini
bilip tanımış olmalarından dolayı insan-ı kâmil idiler. Özellikleri
ise, asla kendileri için yaşamamış olmalarıdır. Elde ettikleri her
şeyin en güzellerine arkadaşlarını layık görmüş ve onları
kendilerine tercih etmişlerdir.
Zira örnek aldıkları şahsiyet, yani sevgili Peygamberimiz
aleyhisselam, bizzat "güzel ahlakı tamamlamak üzere
gönderilmişti"... O, kullukta (ibadette) yarışanların zirvesi idi.
Onlar da (arkadaşları-Eshab-ı kiram efendilerimiz) ruhlarını, O’nun
sevgisiyle yoğurup aynı potada eritmişlerdi.
Bedenleri farklı olsa da ruhları birdi.
Kullukta (ibadetlerde) yarışarak ârif olmuşlar ve Cenab-ı Hakk’a
yakınlık kesb etmişlerdir (kazanmışlardır). Böylece Hakk’ın
tecellisini müşahede makamına yükselmişlerdir. Bunlardan Hazret-i
Ali efendimiz (kerremallahü vecheh), hallerini görüp hayrete
kapılan insanlara şöyle buyururdu: "Bizim hâlimize hayret etmeyin!
Bizler ölüp; kabir hayatını yaşasak ve sonra diriltilip, Mahşer’de
hesaba çekilsek; bunun sonucunda da Cennet’i ve Cehennem’i bize
gösterseler… Tekrar diriltip dünyaya getirdiklerinde, nasıl olmamız
gerekir idiyse, bizler öyleyiz!"
Ölmeden evvel ölüp, ölümsüzlüğü tatmışlar.
Sevgili Peygamberimiz (aleyhisselam) onlara, Rabbinin şöyle
buyurduğunu bildirmiştir: "Bana yaklaşanlar farz kıldığım şeyleri
yerine getirmekten daha sevimli bir işle bana yaklaşmadılar. Kul,
bana nafile ibadetlerle yaklaşmayı sürdürür. En sonunda onu
severim. Sevince onun duyması, görmesi, eli ile destekçisi
olurum."
Yine Allahü teala başka bir kudsi hadiste şöyle buyurur: "Bana bir
karış yaklaşana bir arşın yaklaşırım. Bana bir arşın yaklaşana daha
fazla yaklaşırım. Bana koşarak gelene ben daha hızlı koşarım."
Allahü tealaya yaklaşmak hususunda hayrete düşen ve ne ile
yaklaşacağını bilmeyen Bayezid-i Bistami hazretlerine (kuddise
sirruh), Cenab-ı Hakk, şöyle buyurur: "Ya Eba Yezid! Bana ait
olmayan özelliklerle bana yaklaşabilirsin. Bunlar, zillet ve
yoksulluktur."