İmam-ı Rabbani hazretleri, 1. cilt 193. Mektubunda buyuruyor ki:
"… Resulullah (aleyhisselam) Eshab-ı kirama buyurdular ki; ‘sizler
öyle bir zamanda vücuda geldiniz ki, emirlerin ve yasakların onda
birini terk eyleseniz helak olursunuz. Sizlerden sonra dahi bir
güruh (zümre) gelse gerektir ki, emirlerin ve yasakların onda
birini yapınca felaketten kurtulurlar.’ İşte şimdi o vakittir."
Mübarek Enver Ören Ağabeyimizin (rahmetullahi aleyh) vefatlarında
gazetede yayınlanan bir vefat ilanındaki cümleler, dikkatimi çekti
ve beni hayretlere düşürdü. İlanda şöyle diyordu: "... Babalarımız
ve dedelerimiz âlim olmasına rağmen; biz, dinimizi sizden öğrendik.
Taha-Melih Arvas"
Aynı cümleyi başkaları yazsa, o kadar hayret edilmez; ama bunu
sevgili Peygamberimizin (aleyhisselam) torunlarından birileri
yazdığında calib-i dikkat arz eder. Zira; hem Peygamber
(aleyhisselam) torunu olacaksınız ve hem de babalarınız ve
dedeleriniz âlim olacak; sizler dininizi bilmeyeceksiniz de kimler
bilecek değil mi?! Olmadığını kendileri itiraf ediyor.
Bendeniz bu cümlenin dehşeti içinde; yine Arvasizadelerden âlim bir
kişiye bunu sordum! Bana verdiği cevapla daha da irkildim! "…O
gençler çok doğru söylemişler.. O büyüklerden birisi benim dedem
olmasına rağmen (zamanının kutbu olan Seyyid Fehim Arvasi
hazretleri), bizler onu, Van’daki Şabaniyye Camiinin imamı
bilirdik!"
Böyle bir ailenin mümtaz şahsiyetleri böyle söylüyorlarsa; varın,
gayrını siz hesap edin sevgili okuyucularım!
Demek ki; bizim sadece Cihan Devleti’miz yıkılmamıştı, onunla
birlikte gönül ve iman saraylarımız da yıkılıp gitmişti! Yıkanlar,
İslamiyet’in dışımızdaki ebedi düşmanları ile el ele veren; bütün
zamanların en ednası (alçakları) olan içimizdeki hainlerdi.