Sadece doğayı değil, dilimizi de kirlettik. Kirli ve zehirli dilin en çirkin örneklerini politikacılarda görüyoruz. Oysa onlar, güya seçilmişler ve halka örnek olması gereken şahsiyetler.
Yunusumuz ne güzel söylemiş:
“Söz ola kese savaşı,
Söz ola kestire başı,
Söz ola ağulu aşı,
Bal ile yağ ede bir söz.”
Dokunulmazlık zırhına bürünen politikacı, muhatabına hakaret etmeyi, onu aşağılamayı maharet sayıyor. Bunu yaparak, yandaşlarının gözünde büyüyeceğini zannediyor.
Kendisi gibi üç-beş kişi böyle düşünebilir lakin halkın kahir ekseriyeti bu durumu yadırgar, hoş karşılamaz ve kem söz sahibine aittir der.