Türkiye, yalnızca terör örgütleri ile değil; onlarla resmen ve alenen iş birliği içinde olan terörist devletlerin de hedefi konumunda.
Geçen asrın başlarında da Devlet-i aliye’miz aynı konumdaydı. Bir farkla ki, o gün, millî birlik ve beraberlik şuuru vardı; bugün ise, bu önemli hasletten ziyadesiyle mahrumuz. O günkü dayanışmamız; devletimizin yıkılıp parçalanmasının akabinde; Kurtuluş Savaşı’nı ve onun da neticesinde yeni devletin oluşumunu temin etmişti.
Bugün Türkiye’nin beyninde bombalar patlatılıyor; içimizdeki hainler, ya bu alçaklıkları alkışlıyor, ya da alenen onların safında yer alıyor. Hâlâ hükümeti veya Cumhurbaşkanını karalama peşindeler.
Her şeyden önce şu önemli hususun tespitinde yarar var: Demokratik görünebilme adına, güvenlik zaafına göz yumulmamalı. Bugün ülkenin başkentinde ve güneydoğusunda meydana gelen terör olayları, dünyanın en demokratik ülkelerinde cereyan etse, bizdeki yol mu takip edilir?