Seçim konusunda maalesef iyi bir gelenekten gelmiyoruz. Düşünün: Demokrasiye ilk geçiş sınavımızı 1946 seçimlerinde, “Açık oy, gizli tasnif!” gibi çok kötü bir sicille vermeye çalıştık ve dünya âleme rezil olduk.
Bakınız, o seçimleri değerlendiren Cumhuriyet gazetesi başyazarı Doğan Nadi 1946 seçimlerini nasıl eleştiriyor: “Meşhur hokkabaz Zati Sungur İzmir’den gitmiş. Ayol ne oldu? Güzel güzel temsiller verirken neden birdenbire kaçtı? Merak ettik. Telgraf çektik. Şu cevap geldi. Rey (oy) sandıklarının başında yapılan numaraları gördükten sonra İzmir’de bana iş kalmadı!”
Evet, yalnızca illüzyonistlere değil, o günkü savcılara bile duydukları utançtan dolayı mesleği bıraktıran, evlere şenlik seçim geleneğimiz var bizim.