Türkler hak ve hakikatin, huzur ve adaletin mümessili olmayı asırlar boyu halisane niyetlerle ifa etti. Kuru bir cihangirlik davası gütmeyip, mazlumların hamisi oldu ve asla şımarıp kibirlenmedi.
Türklerin ne denli adil bir idareye sahip olduklarının delili, her üç semavi dince mukaddes bilinen Kudüs’ü ve dünyanın en netameli coğrafyası olan Ortadoğu’yu asırlar boyunca huzur içinde yaşatmalarıdır.
Türklerden sonraki Kudüs’ün ve Ortadoğu’nun yürekler acısı halinin aralıksız devam etmesi, ne demek istediğimizin kesin kanıtıdır.