İşaret fişeği önce yurt dışındaki
firari FETÖ’cü “gazeteci” Adem Yavuz Arslan’dan
geldi.
Diğeri de Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın
ayrıldıktan sonra FETÖ’cü olmakla suçladığı İyi Parti
İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu’dan.
Söyleyeceklerim, Türkiye muhalefeti ve bağlantıları açısından çok
acı ve kripto ilişkiler bakımından da insanı umutsuzluğa
sürüklüyor.
Gerçek ne yazık ki bu.
Daha önceki pek çok yazımda Altılı Masa’nın Cumhurbaşkanı
adayı konusunda FETÖ’nün yurt dışındaki yayınlarının
ciddi ipuçları verdiğini, önünde sonunda muhalefette
onların söyledikleriyle paralel birtakım gelişmelerin yaşandığını
belirttim.
Hiç de haksız çıkmadım.
FETÖ’cüler yakın zamana dek Ekrem İmamoğlu’nun adını
dillerinden düşürmüyorlardı. En büyük ve tartışmasız lider
oydu. Kemal Kılıçdaroğlu’na da demediklerini
bırakmıyorlardı “Onun neden önünü kesiyorsun, senin
kazanamayacağın belli” diyerek.
FETÖ gerçekçi bir terör örgütüdür. Mansur Yavaş’a HDP
desteğinin olmayacağı, bu partiye oy veren seçmenlerin eski MHP’li
olması nedeniyle ona oy atmayacaklarını varsaydıkları için adını
gündeme getirmiyorlardı.
İmamoğlu’nu artık yazmayayım, geriye iki seçenek kaldı.
Ya Kılıçdaroğlu ya da Mansur Yavaş.
CHP Genel Başkanı Altılı Masa’yı yönlendirmeye ve tahkim etmeye
çalışsa da şu ekonomik ortamda bile Cumhurbaşkanı Tayyip
Erdoğan karşısında kazanacağına dair hep bir şüphe
var. En çok da FETÖ’cüler korkmakta.
Mansur Yavaş ise “Ben nehrin başında durayım, cesetler
önümden akıp geçsin” mottosuyla susuyor ve bekliyor.
Ama neyi beklediğini çok iyi biliyor.
Anlatacağım.
FETÖ’DEN BOMBA İMAMOĞLU SALVOSU, MANSUR YAVAŞ’IN ADAYLIĞI