Aklınızdan “Bu yoğun gündemde yazılacak konu mu bu?” diye geçirenleriniz de olabilir.
Ancak bu sütunlarda belki defalarca okudunuz ve biliyorsunuz ki konu çok mühim.
Almanya’da Federal Çalışma Grubu (Adoption und Inpflge) yıllık toplantısını 25-26 Nisan tarihlerinde Frankfurt’ta yaptı. Federal Çalışma Grubu’nun kararları yasa hükmünde olmasa bile ilgili kurumlar açısından bağlayıcı nitelikler taşıyor.
Toplantının ana gündemi “Alman Gençlik Dairesi Jugendamt tarafından koruma altına alınan ve koruyucu ailelere verilen göçmen çocukların dini ve kültürel kimliklerinin korunmasının önemi ve Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin bu husustaki bağlayıcı kararları” olarak belirlendi.
Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 20. Maddesinin 33. Bendi “Geçici ya da sürekli olarak aile çevresinden yoksun kalan ve koruma altına alınan çocuğun eğitiminde etnik, dinsel, kültürel ve dil kimliğinin dikkate alınması”nı karara bağlıyor.
Demokrasinin beşiği olma iddiasındaki Almanya altında kendi imzası da olan bu sözleşmeyi on yıllar boyunca unuttu ya da sous-main (el altı) etti. Şimdi hatırlamasının en önemli sebebi ise şüphesiz Almanya’da Türkiye kökenli insanların yüz akı kuruluşu Umut Yıldızı Derneği’nin romanlara konu olacak başarılı mücadelesi.