Sözcü gazetesi, iki gün önce
manşetten Millî Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’a
açık çağrı yaptı:
“Açılım yüzünden
kaldırılan andımız yeniden okunsun”
İlköğretim okullarındaki tüm
öğrencilere papağan gibi ezberlettirilip her sabah
okutturulan “Öğrenci andı”ndan söz
ediyorlar.
Hatırlayalım:
Türk’üm, doğruyum,
çalışkanım.
İlkem; küçüklerimi korumak,
büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok
sevmektir.
Ülküm; yükselmek, ileri
gitmektir.
Ey büyük
Atatürk!
Açtığın yolda, gösterdiğin
hedefe, hiç durmadan yürüyeceğime and içerim.
Varlığım, Türk varlığına
armağan olsun.
Ne mutlu Türk’üm
diyene!
Sayın Millî Eğitim
Bakanı’nın sosyal demokrat olduğu
söyleniyor. Tabii ki bunun hiçbir sakıncası yok. Kendisi zaten
kalitesi, mesleğindeki başarıları, eğitim meselesine olan
hâkimiyeti nedeniyle muhalif ya da muvafık herkesin üzerinde
mutabık olduğu isimlerden biri. Bu hepimize umut verdi. Özellikle
de kabinenin oluşturulmasında diğer pek çok isimle birlikte hep
sözünü ettiğimiz LİYAKAT’ın öne
çıkması adına çok olumlu bir gelişmeydi.
Sözcü gazetesi Bakan Ziya
Selçuk’a “Nasıl olsa AK Partili
değil” fikriyle destek verdi. Hatta kendisiyle
röportajlar yaptı. Yazarları onunla ilgili hep pozitif yazılar
kaleme aldı.
Ama şimdi bu
desteğin diyetini istiyorlar.
“Andımız geri
gelsin”
Baştan aşağı ırkçılık kokan
çürümüş bir metin olan “Öğrenci andı” Hitler Almanya’sı ve faşist
İtalya döneminden esinlenilerek okullarda okutulmaya başlanmıştı.
Şimdilerde sadece Kuzey Kore benzeri ülkelerde var.
Yıllarca Türkler dışındaki diğer
etnik kesimlerden Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının varlığını
Türk varlığına armağan ettik. Türk olmadan doğruluk, çalışkanlık ve
dürüstlük olmayacağını beyinlerine kazımaya çalıştık. Hatta saf
Türk soyundan gelmeden mutlu olunamayacağını çığırdık.
Ne oldu? Türkiye’nin birlik ve
beraberliği pekişti mi 85 yıl boyunca?
Şaşırtıcı değil. Sözcü gazetesini
motive eden FETÖ zihniyetinin de faşist ve ırkçı olduğunu
biliyoruz. Ama bu gazetenin yazarlarıyla okuyucularının
kumaşında Mahmut Esat
Bozkurt çizgisinde, Kemalist-ulusalcı
kimlikten gelen etkiyle Türk ırkının diğer ırklara göre üstünlüğünü
şevkle savunan bir damar bulunduğunu da yıllar
itibarıyla hep birlikte idrak ettik.
Hani şu tapındıkları eski CHP’li
milletvekili ve bakanlık yapmış kişi. Ne diyordu bir seçim
konuşmasında Mahmut Esat
Bozkurt:
“Türk bu ülkenin yegâne
efendisi, yegâne sahibidir. Saf Türk soyundan olmayanların bu
memlekette tek hakları vardır; hizmetçi olma hakkı, köle olma
hakkı. Dost ve düşman, hatta dağlar bu hakikati böyle
bilsinler.”
Onun adına İstanbul Barosunda bir
salon var. Bakanlığı sırasında İsmet İnönü’ye “Efendimiz” diye
hitap eden hukukçu ve mühim bir zatmış.
Gazetenin
yazarlarından Saygı Öztürk, Danıştay 8.
Dairesi savcısının “Namütenahi bilgiye ve deneyime
dayalı eşsiz yorumları”ndan aldığı katkıyla döktürüyor.
Efendim Türk sözcüğü ırkı temsil etmiyormuş, milleti temsil
ediyormuş vs. vs.
Geç Saygı geç!
Siz Mahmut Esat Bozkurtların
torunlarısınız.
Kürtlere “EŞEK
KÜRT” anlamına gelen KERKÜRT,
kravat takılması zorunluluğu getirilen Diyarbakırlı
şoförlere KRO-VAT diyen, yöneticisi
olduğu gazetede Galatasaray-Leeds maçı sonrasında İKİ Leeds
taraftarı öldürülünce manşetten TWO
SIZE başlığını atan (GS, maçta Leeds’i 2-0
yenmişti) Yılmaz Özdil bu gazetenin en
çok okunan yazarı. Diğer yazarlarının da ondan aşağı kalır yanı
yok. Bekir Coşkun ile Emin Çölaşan’ın AK
Parti’ye oy veren insanları nasıl aşağıladıkları unutulmuş değil.
Soner Yalçın bu ülkede yıllarca kimin Türk soyundan gelmediğinin
izini sürdü, insanları “O Yahudi, bu
Sabetaycı” diye tasnifleyip ihbar etti.
Şimdi “Suriyeliler
defolsun” hashtag’iyle tüm bu kesimi tavlayıp koyun
gibi peşinden sürükleyen FETÖ’cüler de Andımız’ın geri gelmesini
sabırsızlıkla bekliyorlar. Bu yüzden Sözcü’nün böyle bir manşeti
atması tesadüf değil. Zaten siyasetteki bir takım adamları her
türlü kışkırtıcılığı sosyal medya aracılığıyla vazife olarak
yürütmekteler.
Şöyle de olabilir o
vakit:
Türk’üm doğruyum
çalışkanım
Yasam Türk olmayanları
kovmak
Varlığını Türk varlığına
armağan etmeyenlerin canına okumak
Ne mutlu Türk’üm diyene,
yazıklar olsun demeyene.