Çekimi yapan Tuluhan Tekelioğlu.
Aynı kurumda çalıştığım halde yan yana gelmişliğim iki üç kezdir.
Bir de Ak Parti üst düzey isimlerinden bir hanımefendinin, evinde
Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş için verdiği yemekli
davette karşılaşmıştım. Orada üç beş sohbet etmişliğim vardır. O
davette Kadir beyin her lafının ortasına atlayışı ve sürekli
yapılan çalışmaları yere göğe sığdıramayıp partili ev sahibesine
“Beni değerlendirin” cevvalliğiyle kendini göstermek istemesi
aklımda kalmış sadece.
Sabah gazetesi onunla klişe deyimiyle “yollarını ayırdığı” ndan
beri içindeki o ruh gitti, yerine Gezi ruhu girdi.
AT AT NEREYE KADAR
Şimdi paralel yapının el
altından desteklediği bir internet haber sitesi için “basın
özgürlüğü ve işsiz gazeteciler” temalı, çok eğlenceli bir belgesel
çekmiş. İnsanların konuştuğu ve araya üç dört tane görüntünün
sıkıştırıldığı kolajlara Türkiye’de belgesel dendiği için bu adı
kullanıyoruz yoksa belgesel kavramıyla uzaktan yakından ilgisi yok.
Adı da Persona non Grata… Yani diplomatik deyim olarak kullanılan
“İstenmeyen Adam”…
Görüntüler, iniltili sesiyle ünlü arkadaşın (Can Dündar) lüks
villasından çıkıp Volvo aracına binmesi ve giderken Cumhurbaşkanı
Tayyip Erdoğan’ın kendisine açtığı davalar nedeniyle nasıl mağdur
olduğunu anlatmasıyla başlıyor. Zaten Milliyet’ten de
hükümetin baskısı nedeniyle atıldığını kamuoyuna inandırmıştır
muhterem.
Onu işten atan yayın yönetmeni Derya Sazak da konuşmaktadır aynı
belgeselde. Patronuna verip veriştirerek “Düşünün, bir gazete
sahibi Başbakan’ın karşısında ağlıyor. Sonra onu at, bunu at.
Nereye kadar atacaksın” diye devam ediyor.