Baştan sona, büyük bir heyecanla,
aradan 155 yıl geçmesine rağmen atalarımın acısını, o trajediyi
yüreğimde hissederek, zaman zaman öfkeyle ve bazen de duyduğum
öfkeden utanarak, ama sonuna dek umudumu yitirmeden okuduğum bir
roman; ELVEDA ÇERKESYA…
Yazarı Mehdi Nüzhet
Çetinbaş, kitabının arka kapağına şöyle
yazmış:
“Bu kitap, bir mazlum halkın,
insanlığın vicdanına arz-ı hâlidir. Olup bitene şahitlik edenleri
dinlemiş bir bilgenin zihninde ve yüreğinde yıllarca saklandıktan
sonra onun kaleminde yazıya dökülmüştür.
Keşke hepsi kurgu olsaydı.
Ama değil...
Bu roman, Kafkasya’dan
Balkanlara, ardından Anadolu’ya savrulmuş bir Çerkes ailesinin
gerçek tarihidir...”
Bu satırları olduğu gibi aldım
çünkü eser hakkında çok isabetli biçimde, birkaç cümlede en
önemli ipuçlarını veriyor insan kalbinin
en ücra köşelerine kadar dokunabiliyor.