Biliyorsunuz teşhircilik bir hastalık.
Bu hastalığı film ve karikatürlerde karton karakterler
olarak biliriz. Genellikle de gülünçleştirilirler. Uzun bir pardösü
giymiş sapığın, ıssız ve kuytu köşelerde kadınların karşısına çıkıp
önünü açmasıyla atılan korku çığlıklarından haz alma duygusu olarak
tanımlanır.
Bu bilgi buzdağının görünen yüzü.
Aslında, teşhircilik hayatın
her alanında gözlemlenen bir hastalık. Bir varoluş
sebebi kimi insanlar için. Kendini bıkmadan gösterme
ve odağa alma, “Ben, ben, ben” diye
sayıklama hâlleri, her şartta yıkılmadan ve gerektiğinde top gibi
yuvarlanarak yeniden ayağa kalkma yeteneği, sınırsız yalakalık
yapma potansiyeli, “Gelene ağam, gidene
paşam” sahteciliği, hep “Ben de
oradaydım” deme takıntısı ve en mühimi
de ünlü, vazgeçilmez, sevilir
olma hastalığı.
Teşhirci, ona bu imkânı sağlayanların kulu kölesi olarak
başlar işe ve
sonra gerektiğinde şantajını da
yapar. Sırf patronları istediği için, taammüden cinayetlerin
ve ölümlerin bizatihi sebebi
olabilir ama hayatına hiç arkasına bakmadan kaldığı
yerden devam eder. Ölümüne sebep olduklarının mezarına gidip
helâllik bile ister. Öyle ki onun
kışkırtmasıyla gazeteci
öldüren katilleri “yalnız
kurt” olarak niteleyip sütten çıkmış ak kaşık yaptığı
vakidir.
Kısaca teşhir ve görünür
olma saplantısı ileri derecede bir uyuşturucu
bağımlısı hâline getirmiştir onu.
Yoksa yaşayamaz.
Adam para kazanmıştır, deveyi hamuduyla götürmüştür
ama eğer gazetelerde yazısı, fotoğrafı,
televizyonlarda görüntüsü çıkmazsa hayat ona zindan
olur. O yüzden bu adama “Bak kardeşim, patronun
değişmiş, edebinle istifanı ver, çek git. Yoksa kapının önüne
konulacaksın” dediğin zaman şaftı kayar, tüm
cıvataları atar. Çünkü çuvalla para kazanıp servet yapsa da yeterli
değildir onun için.
Zira kendini göstermezse önce ruhen, sonra
da fiziken ölür.
İşte teşhircilik budur ve kesinlikle bir hastalıktır.
Tedavi edilmelidir.
Alttaki fotoğrafa bakın. Orada bulunanların
arasına yandan çark ederek
eklemlenmiş, sırıtarak 32 porselen dişini
gösteren kişiyi dikkatlice inceleyin. Siz olsanız ne
düşünürsünüz?