Soğukkanlı bir tahlil için
üzerinden zaman geçmesini beklediğim için ORC’nin anketini ve
sonuçlarını değerlendirmeyi bugüne erteledim.
24 Haziran seçim sonuçlarını en
isabetli tahmin eden araştırma şirketlerinin başında gelen ORC’nin,
son kamuoyu araştırmasında yerel seçimler için elde ettiği sonuçlar
durumu net olarak ortaya koyuyor:
AK Parti’nin oyu yüzde 32.4,
CHP’ninki yüzde 23.9, MHP yüzde 15.7, HDP yüzde 5.1 ve İP yüzde
2.4.
1-CHP kemik oyunu
muhafaza ediyor. Yani parti belediye başkanlıkları
için korkuluk koysa yine seçilecek.
2-MHP 24 Haziran sonuçlarını da
aşmış durumda ve yükselişte.
3-AK Parti oylarında ise
dramatik bir düşüş var.
4-HDP ve İP de dibi bulmuş
durumda.
CHP oyunu muhafaza ettiğine, MHP
yükselişte olduğuna göre AK Parti’nin oyları
neden düştü? Soru bu.
Bunun tek
sebebi var:
Araştırmada ADAYA
BAĞLI seçeneğini işaretleyenlerin oranı yüzde
20.
İşte bu yüzde 20’lik
kitlenin tamamına yakını mesajını AK Parti’ye
vermekte:
AK Parti “24 Haziran
seçimlerinde sandıktan gelen mesajı aldı mı?” sorusunun
altını çizen bir anket sonucu bu. Bu düşüşte ve anket sonucundaki
sonuçlarda yerel yönetimlerin payının hayli güçlü olduğunu
söylemek yanlış olmaz.
AK Parti ve tabii Genel
Başkan Tayyip Erdoğan bu mesajı çok önceden aldı fikrimce.
AK Partili üst düzey görevlilerin “Tebdil-i
kıyafet” halkın nabzını tutmak için haftalarca bölge
bölge, il il gezip yaptıkları yüz yüze konuşmalar
raporlandı ve yerine gitti. Bu konuyu daha evvel de
“Halk YENİ YÜZLER istiyor” diye yazdık.
Nitekim Tayyip Erdoğan geçen hafta “Millet değişim
istiyor” dedi.
MEVCUT VEYA ADAY BELEDİYE
BAŞKANLARI İÇİN YOL HARİTASI
Yerel seçimler için vakit
daralıyor. Şimdiden binlercesi aday olmak üzere hazırlanıyor.
Adaylar kimlerden ve hangi kriterlere
göre seçilecek, onlar için nasıl bir
rota belirlenecek? AK Parti’nin yerel
yönetimlerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mehmet
Özhaseki’nin söylediği gibi “Kel, göbekli,
kısa boylu” olmamak bir avantaj sağlayacak
mı?
Çalışmak ve başkanı olduğu şehre
katkıda bulunmak, şehrini yaşanabilir kentler arasına katma
konusundaki liyakati dışında başka özelliklere de ihtiyaç
var:
1-İdaresi altındaki personeli
adalet, ehliyet ve liyakat prensipleri ile idare etmesi, personel
idaresinde kimseye, hiçbir hususta haksızlık, adaletsizlik
yapmaması.
2-Belediye başkanlarının
kendi PR’ları için koca koca ciltli kitaplar bastırıp, halkın
parası ile kendi şahsi reklamına girişmemesi. Bu konuda
dijital medya sınırsız imkânlar sunuyor üstelik.
3-AK Parti ilçe belediye
başkanları örneğin yardım olarak AK Parti teşkilatlarına
vasıta, araç-gereç, kırtasiye malzemesi vs. vermemelidir. Belediye
herkesin belediyesidir. Oradaki bütçede örneğin CHP’linin de hakkı
vardır.
4-Belediye başkanları halkın
içinde korkusuzca dolaşmalı. Vatandaşı, esnafı, camiyi ziyaret
etmeli. Tıpkı Mustafa Sarıgül gibi "Düğünevine tefçi, cenaze evine
yasçı" olmalıdır.
5-Hem belediye başkanı, hem
ilçe teşkilat başkanı kendi üstlerinin gönlüne girmeye
değil, halkın gönlüne
girmeye çalışmalıdır.
AK PARTİ TEŞKİLATLARI VE
YÖNETİCİLERİNİN DURUMU
Yıllardır yanlış teşkil usulünden
kaynaklı bir problem var. Kimsenin bilmediği
tanımadığı isimler yeni dönem ilçe yöneticileri oldu.
Hepsinin derdi bir şekilde olağan görev süresini doldurup CV’lerine
bunu yazacak olmak.
Sorunların kökenindeki temel
sebep bu.
Yapılması gereken nedir?
Önce ENTELEKTÜEL LİYAKAT.
1-Hiç kimse tepeden paraşütle
teşkilatlara atanmamalı. “Torpili” ve
akademik CV’si ne olursa olsun herkes belli bir kariyer kulvarından
geçerek kademe yönetimlerine veya başkanlıklarına
gelmeli.
2-Mahalle teşkilatında en az 2
yıl görev almamış, bu süreçte en az 1 seçim görmemiş kişi ilçe
yönetim kuruluna girememeli.
3-Mahalle başkanlığı yapmamış
kişi, ilçe başkanı olmamalı. İlçe başkanı olmamış kişi de il
başkanlığına seçilmemeli.
4-İlçe ve il başkanı olabilmek
için, parti okulundan yüzde 80 başarı ile “uzman
siyasetçi” belgesi alınmalı.
5-Uzmanlık eğitimi müfredatında
Anayasa, Siyasi Partiler Kanunu, parti tüzüğü ve yönetmelikleri,
seçim mevzuatı, belediye mevzuatı şeklinde “SİYASİ
HUKUK” dersleri olmalı, bu derslerin bağımsız olarak
sınavları yapılmalıdır. Ayrıca tarih, ekonomi, dış politika
derslerinden oluşan “entelektüel eğitim” verilmelidir.
Bir diğer
kriter AHLAKİ
LİYAKAT şartı.
Haram-Helal bilmeyen, hırsızlık
arsızlık peşinde koşan, yetim malına göz diken, eline, diline,
beline hâkim olamayanlar, çevresinde ve mahallesinde yapılacak olan
istihbaratı “uygunsuz" çıkan tipler elenmelidir.
SOSYAL
LİYAKAT da son derece önemli. Bir siyasetçi buzdolabı
gibi soğuk, asosyal tip olamaz. İnsan arasına çıkmaya cesareti
olmayan, kendi evinin sokağında yürüse selam verdiği kişi sayısı
3’ü geçmeyen, kendi komşuları tarafından dahi tanınmayan-bilinmeyen
tipler elenmelidir. Siyasetçi girişken-konuşkan, öz güven sahibi
olmalıdır.
Evet, bu şekilde teşkilatlarda
kariyer kulvarı ve eğitim-sınav sistemi
uygulandığında AK Partiye 18 yaşında katılan bir
genç, en fazla 10 yıl içinde çok iyi bir belediye başkan adayı, çok
iyi bir vali, akabinde yeteneğine ve diplomasına göre
bakan vb. olacaktır. Hepsi şahsiyeti, yeteneği ile o
mevki ve makamlara layık olma potansiyeli taşıyacağı için milletine
"firavunluk" yapmayacak, birtakım eski başbakanlar ve
cumhurbaşkanları gibi liderine ihanet etmeyecektir.