Fuat Uğur Türkiye Gazetesi

Bu muhabbetin sebebi Erdoğan'dan nefret mi?

Okurlarımdan Sadullah Demircioğlu göndermiş. Bediüzzaman Said Nursi’nin risalelerinde bahsettiği çok ilginç bir bölümü aktarmış.Geçen haftadan beri AK Parti’de olan bitene verilen tepkilerin sebeplerini daha da...

10 Mayıs 2016 | 798 okunma

Okurlarımdan Sadullah Demircioğlu göndermiş.

Bediüzzaman Said Nursi’nin risalelerinde bahsettiği çok ilginç bir bölümü aktarmış.
Geçen haftadan beri AK Parti’de olan bitene verilen tepkilerin sebeplerini daha da netleştiriyor sanki. Yorum sizin.
Hatırıma gelen mühim bir hakikat. Bediüzzaman risalelerinde Şia’nın Hz. Ali muhabbetinin hakikatini izah ederken mealen diyor ki:
"İran milleti Hz. Ömer’e açıktan düşmanlık yürütemedi. Zira yapsalardı Ehl-i İman’ın nefretini celbedeceklerdi. Hz. Ömer düşmanlığı yerine Hz. Ali’ye taraftarlıkta ifrata kaçarak esas gayelerine vasıl oldular. Böylelikle 'Biz aslında Hz. Ali muhabbetiyle Hz. Ömer’e düşmanlığımızı anlatmak istiyoruz' diyerek bizlerin vicdanlarını teskin etmeye çalıştılar."
Bu konuda dileyen Lem’alar adlı eserdeki dördüncü lem’aya (Sayfa 20) müracaat edebilir:
"... Hazret-i Ömer’in (ra) eliyle İran milleti cerîha aldığı için, intikamlarını 'hubb-u Ali' sûretinde gösterdikleri gibi, Amr’u-bni’l-Âs’ın Hazret-i Ali’ye (ra) karşı hurûcu ve Ömer ibn-i Sa'd’ın Hazret-i Hüseyin’e (ra) karşı fecî muhârebesi, 'Ömer' ismine karşı şiddetli bir gayzı ve adâveti Şîalara vermiş.”
http://www.akeyder.org/index.php?r=book/view&id=3&Bookpages_page=20&language=tr
Sadullah Demircioğlu bu örnekten yola çıkarak günümüze göndermede bulunuyor:
“Bugün aşırı biçimde Davutoğlu muhabbeti gösteren kişilerin esas sebebi de aslında Tayyip Erdoğan nefretidir.”
Yukarıdaki sözü kesin bir çıkarım olarak görebilir, genelleme yapılamayacağını söyleyebilirsiniz ama bir hakikati yansıttığını da inkâr edemezsiniz.
Özellikle küresel ölçekte bakıldığında bu aşk daha da ete kemiğe bürünüyor.
Örneğin, dünyaca ünlü, siyasetin ve uluslararası ilişkilerin gündemini belirleyen Foreign Affair dergisinin konuyla ilgili makalesinde “ABD Türkiye’deki adamını kaybetti” denilmesi.
Küresel Merkez’in Türkiye’deki muhiplerinin hâlini Sözcü gazetesinin yaktığı ağıttan da siz anlayın artık.
“İyi de onların muhabbetinden Davutoğlu’na ne?” diye sorabilirsiniz.
Elhak doğru. Nazım Hikmet’in çok bilinen “Tahir ile Zühre Meselesi” adlı şiirindeki gibi “Sen elmayı seviyorsun diye elmanın da seni sevmesi şart mı?”
Söylemek istediğim, objektif durum bu.
Sübjektivite beni ilgilendirmiyor.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
GÜÇLÜ DEĞİLSEN ÖL! Kanuni ve Safiye Sultan’ın vahşi düzeni 17 Ocak 2025 | 1.588 Okunma Tiyatroda 9 yıl bekledi, yalnızca aslan rolü istedi, kükremek için! Vermediler, canına kıydı… 15 Ocak 2025 | 3.047 Okunma “Dilan Polat bile kurtuldu, yakında her şey unutulur” diyormuş… 13 Ocak 2025 | 2.488 Okunma Oyunculuk ajanslarında yaşananlar… Bir taciz hikâyesi ve ünlü bir ismin gözyaşları 11 Ocak 2025 | 3.203 Okunma Rekabet Kurulu’ndan oyunculuk ajanslarına soruşturma ve “İş”e dönüştürülen özel hayatlar 09 Ocak 2025 | 8.591 Okunma