Siyasal partilerde belagati
düzgün, ağzı kalabalık olanlara karşı taraftan kale gibi güçlü
isimleri itibarsızlaştırma
görevi verilir. Bu tür
kişiler “Mahalle’nin delisi” sıfatıyla
ona buna saldırırlar ve rakiplerinin hata yapmasını
sağlayacak provokatif laflar ederler.
Eğer amaçlarına ulaşırlarsa da hataların
ya da ağızdan sehven çıkabilecek sözlerin üzerine
abanarak siyasi rant sağlamak üzere işi
partideki abileri, ablalarına havale ederler.
CHP Grup Başkan Vekili
Özgür Özel de partisi
tarafından “Mahalle’nin
delisi” kadrosundan görevlendirilmiş
bir kaybolmuş kişilik.
Ancak, o bu
sıfatı belagati ve zekâsıyla hak etmesi gerektiğini
unutmuş, belki de bu konudaki yetersizliği nedeniyle iyice
paçozlaşarak, şirret bir üslupla kamikaze
dalışları yapmakta.
Önceki gece saat 02.00 sularında
da Millî Savunma Bakanı Hulûsi Akar’a
yönelik salvolarına başladı. Öncelikle söyleyeyim;
Özel’in dilindeki pespayelik hakikaten mide bulandırıcıydı.
Biliyoruz
aslında. Boşuna hedef seçilmedi Hulûsi
Akar.
Çünkü Bakan Akar’ın bu güruh
nezdinde günahları çok fazla:
Misal, 15 Temmuz darbe
gecesi Genelkurmay Başkanı Hulûsi
Akar neden ölmedi ya da kendini öldürtecek
bir intihar girişiminde bulunmadı?
Eğer bunu yapmadıysa neden
darbecilerin başına geçip bizi şu “Tayyip Erdoğan
belası”ndan kurtarmadı?
Laikçi ve Kemalist bir asker
olmak yerine neden hem Atatürkçü, hem de
mütedeyyin bir kişilik olmayı seçti? Öyle ya TSK’da
bir general onlara göre ya Kemalist darbeci vesayetçi ya da FETÖ’cü
olmalı. Bu iki kesim madalyonun iki yüzü oldukları için, bunun
dışındaki seçenekler ayarlarını bozuyor.
Neden İslami camianın çok önemli
edebiyatçı ve düşünürlerinden Nuri Pakdil
yerine, elinde 53 insanın kanı
bulunan Selahattin Demirtaş’ı ziyaret etmedi?
Tıpkı Muharrem İnce, Kemal Kılıçdaroğlu ve diğer
CHP’liler gibi.
MESELENİN ÖZÜNDE
FIRAT’IN DOĞUSU VAR
Ama meselenin biraz daha özüne
inelim. Çünkü, yukarıda sıraladığımız kimi sebeplerle de bağlantılı
olarak Fırat’ın doğusuna yapılacak operasyon ve oradan
zaferle çıkılması ihtimalinin çok yüksek
olması, CHP’nin koalisyon ortağı PKK ve siyasal
uzantısı HDP’nin çıkarlarıyla ters orantılı. PKK kardeşliği
sebebiyle, Türkiye’nin kazancı ve güçlenmesi Özgür Özel’in şahsında
tüm CHP’nin ayarını bozuyor.
Kısaca Özgür
Özel’in artık tüm değerleri ayaklar altına
alarak, kendi değersizlik çamurunda boğulurcasına
yaptığı bu saldırı amacına ulaşamadı.
Darbe gecesinin ilk saatlerine
dair sorularım nedeniyle benim bile eleştirdiğim
Hulûsi Akar, sözlerindeki ve yüzündeki
o içten ifadeyle samimiyet duygusunu ben
dâhil herkese geçirdi.
Şunu rahatlıkla
söyleyebilirim.
Hulûsi Akar, bu ahlak dışı
saldırının altından başarıyla kalkmış, gözümüzde itibarı, değeri
daha da artmıştır. Hatta çok sevilesi bir noktaya gelmiştir.
MEHMET ALİ ÇELEBİ VE
HAYAL KIRIKLIĞI
Önceki gece hayata
geçirilen Özgür Özel prodüksiyonunun (Provokasyon
olarak da okuyabilirsiniz bu sözcüğü) bir diğer
muhatabı da Ergenekon ve Balyoz davalarının sanıklarından eski
teğmen Mehmet Ali Çelebi’ydi. Şimdi, CHP milletvekili.
Özel, Hulûsi
Akar’a “Omuz omuza savaştığın insanları yalnız
bıraktın, ziyaret bile etmedin” diye iftira atınca
Millî Savunma Bakanı, Mehmet Ali Çelebi’ye
dönerek “Arkadaşlarını ziyaret etmeyen alçaktır.
Mehmet Ali söyle, Hasdal’a seni ziyarete gelmedim mi, oraya kamp
kurmadım mı?” diye sordu.
Mehmet Ali’nin dili
nereye kaçtı bilemiyorum ama sesi çıkmadı.
Sonra abileri ona yol
gösterdiler, o da tweet atarak şöyle cevap verdi:
“Sayın Bakan esir düşmüş
subaylarını 3. Kolordu Komutanı iken kendisine bağlı Hasdal
Cezaevinde, Kara Kuvvetleri Komutanı iken Mamak Askerî Cezaevinde
ziyaret etmiştir. Subayını esir etmemek önemli,
esirken ziyaret etmek değil."
Bu akıl tutulmasının bir
sebebi olmalı deyip duruyoruz ama hep aynı yere
geliyoruz. Yukarıdaki şu yanıta bak. Kabul ediyor ziyarete
geldiğini ama ardından “Subayını esir etmemek önemli,
esirken ziyaret etmek değil" diye ekliyor.
Tebrikler!
Ne yapsaydı Akar? Hukuk
devletinde hukuken mücadele edilmesi gerektiğine inanmayıp herkesi
silahlandırıp dağa mı çıksaydı komitacılık yapmak için?
İLKER BAŞBUĞ İÇİN
KONUŞABİLİYOR MUSUN?
Eski Genelkurmay Başkanı
İlker Başbuğ’a söyleyebiliyor musun bunu?
Üstelik onu tutuklayıp hapse
attılar.
Çok önemli bir noktayı atlamamak
gerek.
Başbakan Tayyip
Erdoğan, hiç unutmuyorum İlker Başbuğ tutuklandıktan sonra
NTV televizyonuna çıktı ve “Ben Genelkurmay Başkanımla
yıllarca birlikte çalıştım ve onun terörist olduğuna asla
inanmıyorum, en azından tutuksuz yargılanması
gerekir” dedi. O vakit Tayyip Erdoğan’a
“Yargıya müdahale ediyorsunuz” diyen olmadı.
Sırf bu
yüzden Taraf gazetesinin başındaki AHMET
ALTAN, Başbakan Tayyip Erdoğan’ı hedef
alarak “PAŞASININ BAŞBAKANI” manşetini
attı.
Ama senin Genel
Başkanın Kemal Kılıçdaroğlu ne yaptı?
Adana’da spor salonunda toplanan binlerce
CHP’liye “hapisteki gazeteciler” adı
altında Mehmet Altan AHMET ALTAN, Nazlı
Ilıcak gibi isimleri okuttu. Hepiniz de tekrarladınız
koyun gibi.
O vakit utanmadın
mı Mehmet Ali Çelebi? Aklından “Ben bu
pespayeliğin yönetiminde mi milletvekilliği
yapıyorum” diye aklından geçirmedin mi? Yoksa bu
zilleti benimsedin mi çabucak? Vekilliğin yan etkisi böyle mi
oluyor senin için?
Yazıklar olsun.
Fuat Uğur'un diğer yazısı için
tıklayınız