Geçen hafta cumartesi günkü yazımın başlığı “Büyükada'nın ajanları”ydı ve ortada hukuki açıdan hayli sıkıntılı bir durumun olduğunu, bu konuda ülkemizin sırtına takılan küfeye boşu boşuna yeni ilaveler yapılmasına gerek bulunmadığını belirtmiştim.
Toplantıyı düzenleyen İnsan Hakları Platformu'nun üyelerinden Helsinki Yurttaşlar Derneği Başkanı Kürt aydını Ümit Fırat ve arkasından Uluslararası Af Örgütü(UAÖ) üyeleri ve Türkiye Direktörü İdil Eser'in tutuklu sanıkların avukatlarından Erdal Doğan tarafından arandım. Tutukluluğa yaptığı itirazı ve bu konudaki dilekçeyi gönderdi bana Erdal Doğan.
Hem Ümit Fırat hem de Erdal Doğan'a bazı sorularım oldu, onlar da cevapladı. Bu köşede onların söylediklerini ve dilekçelerinde, savunmalarında belirttiği hususları yerimin elverdiği oranda yayınlıyorum. Ama karşı argümanları olanların da görüşlerine bu sayfanın açık olduğunu belirtmek isterim.
DOĞAN VE FIRAT NE DİYORLAR?
1- Bu toplantı açık ve şeffaf bir ortamda, insan hakları örgütlerinin bilgi ve onayı çerçevesinde, insan hakları ortak platformunun bir etkinliği olarak gerçekleştirildi.
2- Toplantının iki konusu vardı: a) İnsan hakları savunucularının çalışmalarını doğrudan etkileyen tehdit ve riskleri anlamak, bu risklere karşı donanımları artırmak ve bunun getireceği yoğun stresle başetmek. b) Hakları korunan mağdurları dijital ve sanal ortamın tehditlerinden korumak.
3- Katılımcılara yönelik bilgi İngilizce verileceği için Çevirmenler Birliği ile temas kurularak profesyonel üç simültane çevirmen ile anlaşma yapıldı.