Bu hanımefendi çeşitli firmalar
tarafından Türkiye halkına “rol model” olarak gösteriliyor olmalı ki deterjan
benzeri çeşitli ürünlerin reklamlarında oynatılıyor.
Öğrendik ki bir de asker
kızıymış.
Ama asker katili PKK’lı
teröristlere “gerilla” deyip güzelleme
yapan bir kayıp kimlik.
PKK’lılara karşı yürütülen
mücadeleye PKK tarafından yayılan “Çocuklar
ölmesin” sloganıyla karşı çıkan da bizzat
o.
Geçtiğimiz
yıllarda Küba’ya gidip dönüşünde bu ülke
için binbir güzelleme yaptı. Oray
Eğin gerçek ve derin Küba’yı köşesinde anlatıp bu
zavallıya bir güzel ders verdi.
Sonradan görme ve edinilmiş
eklektik “donanımı” ile şarışın deterjan güzeli, son
olarak Kobane ayaklanması çağrısı
ile eline 53 insanın kanı bulaşan Selahattin
Demirtaş’a Twitter’dan yandan çarklı bir destek
attı.
“Seçimle ilgili siyasi
olmayan bir tespit. İlk defa siyasi arenada aralarında aşk çekimi
olan bir çift gördüm. Demirtaş çifti çok flörtöz değil mi
ya:))”
Eşiyle aralarında aşk çekimi
varmış, çok flörtözlermiş yaaa!
Amaç şehirli beyaz Türkler
nezdinde Kobani kanlısı Demirtaş’a itibar
sağlamak ve seçimlerde ona oy
verilmesini sağlamak.
Bu insanlıktan soyunmuş ve vatan
sevgisinden istifa etmiş aktris kılıklı kadın, demokrasinin
nimetlerinden yararlanarak meclise giren PKK’nın siyasi uzantısı
HDP’ye ve onun başındaki eli kanlı adama yalakalık
ederken acaba şehitlerimiz ve eşlerinin aralarındaki
yarım kalan aşklarını aklından geçirdi mi
hiç?
Tabutlarına sarılarak mezar
taşlarını kucaklayarak “Aşkım hani beni bırakıp
gitmeyecektin, hani seninle tatil planlarımız
vardı” diye katılarak gözyaşı döken şehit eşleri ne
olacak? Onların aşkı bu hanımefendinin oynadığı dandik tiyatro
oyunlarındaki “aşk”lara, Demirtaş’ın ve karısının yaptığı
artistliklere benzemez.
Eşlerini ellerinden alan
katillerle azmettiricilerinin romantizm soslu aşk ve flört
komedisiyle hiç ilgisi yoktur.
Sahicidir, hakikidir, acı ve
trajiktir.
Demek böyle.
Çok flörtözlermiş, ne biçim aşk
çekimi varmış aralarında.
Evet, kanlı kanlı.
Sormuşlar flörtöz
Demirtaş’a, “Kızınızı özlüyor
musunuz” diye. O da “Babalarıyla kızları
arasında çok özel bir sevgi vardır. Bu yüzden kızımı çok
özlüyorum” demiş.
Elhak doğrudur. Babalarıyla
kızları arasında çok özel bir sevgi vardır ve tarifi
imkânsızdır.
Van’da şehit
edilen Önder Ertaş’ın da kızı Erva ile
aralarındaki sevgi böyleydi. 8 yaşındaki Erva babasının tabutu
başında yürekleri parçalayan o sözleri
söylediğinde; “Baba hani beni bırakıp
gitmeyecektin” dediğinde kendi kızını hatırlayıp
empati kurdun mu?
Elin kanlı olmasına rağmen
demokrasinin nimetlerinden faydalanıp cezaevi konforunda kızını
görüyorsun, kızın da seni görüyor öyle değil mi?
Fethi Çekin’in
kızını hiç düşündün mü?
Uzman Çavuş Kadir
Demiryürek’in kızı Lara’yı?
Kıdemli Astsubay
Çavuş Müslüm Fırat’ın 10 yaşındaki kızı İrem
Fırat’ı?
Ve yüzlercesini...
Düşünmedin çünkü
bu “gerilla savaşı”nda sana göre yaşananlar
son derece “normal” ve hayatın olağan akışına uygun öyle değil
mi?
Biliyorum seni
yağlayıp yıkayan aktris bozuntusu da aynen senin gibi
düşünüyor.
Biliyor musunuz, sizler ayrı
etnisitelerden olsanız bile aynı IRK’tansınız.
Homo Sapiens’in insan olmayı
meçhul bir zaman dilimine ertelemiş, belki de hiç düşünmemiş,
vicdan ve merhamet, akıl ve izan yoksunu, kaybolduğu sanılan
ama Hitlerlerle, Stalinlerle yeniden
hortlayan bir türünün uzantılarısınız.
Sizleri bu ülke bir gün gelecek
safra olarak atacak.