Fuat Uğur Türkiye Gazetesi

Deli Halid’ler varken övünülecek bir tarihiniz yok

Cumhuriyet tarihinin tertemiz sayfalarını yapanları teker teker, fiziken ve siyaseten tasfiye edenlerle onların takipçileri, geriye bakıp gördüklerinden memnun olabilirler ama o tarih kirli hesaplaşmalar, pis ilişkiler, çıkar...

09 Şubat 2016 | 336 okunma

Cumhuriyet tarihinin tertemiz sayfalarını yapanları teker teker, fiziken ve siyaseten tasfiye edenlerle onların takipçileri, geriye bakıp gördüklerinden memnun olabilirler ama o tarih kirli hesaplaşmalar, pis ilişkiler, çıkar işbirlikleri ve cinayetlerle dolu.
Bugün O’nun katledilişinin 91. Yıldönümü.
Rusların elinden Kars’ı alan adamdı. Soyadı kanunu çıktığında bu yüzden soyadı olarak Karsıalan yazıldı nüfus kâğıdına. Sadece Kars değil, Sarıkamış, Erzurum, Nenehatun, Erzincan; hepsini almıştı…
Savaş meydanlarının kahramanıydı. Cepheden cepheye koştu. İki tabancası vardı. Birinin adı “namuslu”ydu; onunla düşmana ateş ederdi. Diğerine de “namussuz” adını takmıştı ve savaşta kaçan askerlerle vatan hainlerine sıkardı.
Deli Halid Paşa derlerdi ona.
42 yıllık hayatından 10 tane film çıkacak bu efsane adam, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde işlenen ilk cinayetin (9 Şubat 1925) kurbanıydı. Cumhuriyet’i kuruluş felsefesinden uzaklaştırarak ele geçiren çıkar amaçlı faşist elit çetenin ipliğini pazara çıkardığı için alçakça pusuya düşürüldü ve dokuz kurşunla katledildi.
Katilleri kimdi? Tanıyorsunuz onları.
Ermenileri katledip tehcir ederek mallarına konanlar, ardından Kurtuluş Savaşı’nın zafere doğru evrilince Mustafa Kemal’in etrafında öbeklenip şer ve çıkar şebekeleri kuranlar, Rum mallarının üzerine oturanlar ve benzeri yollarla sermayelerine sermaye katanlardı. Halkın giysileri yama tutmazken, giyecek çarık bile bulamazlarken sefahat içinde yaşayanlardı.
Halid Paşa, TBMM’de işlenen ilk cinayetin ve yukarıda tarif ettiğimiz şebekenin kurbanıdır. Onlar ki isim isim bellidir tarih sayfalarında. Onlar ki Deli Halid Paşa’nın ya da Halid Karsıalan’ın katilleridir.

ÇERKES AHMET BEY’İN EVLADIDIR HALİD BEY

1883’te doğdu. Zeki bir gençti. Harbiye’den 1903’te mezun olduktan sonra Yemen’de görevlendirildi ve orada yüzbaşılığa yükseldi. Bundan sonraki tüm hayatı da cephelerde geçti.
Trablusgarp savaşı, Balkan savaşı, Kafkasya cephesi.
10 Mayıs 1917’de Garbi Dersim Komutanlığına atandı. Erzincan, Nenehatun ve Erzurum’u geri aldı. İslam Ordusu’nun 3. Fırka Komutanı olarak Ahıska’yı kuşattı. 9. Kafkas Fırkası Komutanlığı’na atandı ve rütbesi albaylığa yükseltildi.
Millî Mücadele başladığında Kazım Karabekir komutasındaki 15. Kolordu’da görev aldı. 1920 yılının sonlarında Kars ve Sarıkamış’ı, 1921’de de Ardahan’ı düşman işgallerinden kurtardı. Soyadı Kanunu çıktıktan sonra bu nedenle “Karsıalan” soyadını aldı.

DELİ LAKABINI ALIŞI

Gümrü anlaşmasının ardından Batı Cephesinde görev verilen Halid Paşa, Sakarya Savaşı'nda 12. Gruba komuta etti. Bu savaşta gösterdiği cesaretten ötürü "Deli" lakabıyla anılmaya başlandı. Özellikle cephenin biraz gerisinde yüksekçe bir yere oturup tabancalarını dizlerine koyarak "Geri çekileni vururum" mesajı vermesi ve birkaç sefer geriye kaçan askerler üzerinde bunu bizzat uygulamasıyla ün yaptı. Büyük Taarruz'da Kocaeli Grubu Komutanlığı yaptı ve mezalimi ile ünlü Yunan 11. Tümenini, Komutanı General Krokodeilos Kladas ile beraber esir aldı. Büyük Taarruz’dan sonra 1922’de rütbesi tümgeneralliğe yükseldi.
5 Temmuz 1923’te Ardahan vekili seçildi, mazbatası 11 Ağustos 1923’te onaylandı.

9 ŞUBAT 1925’İN ÖNCESİ…

Halid Paşa, milletvekili olduktan sonra da nasıl savaştan kaçanları “namussuz” adını verdiği tabancasıyla vuruyorsa, Meclis’teki namussuzları da sözleriyle vuruyordu. Halit Paşa kürsüde âdeta kükrerdi. Dönemin mebus hatıralarında “Halid Paşa kürsüdeyken mecliste çıt çıkmazdı” deniyor. O kürsüde memleket meselelerini anlatır ve çözüm sunardı. Mustafa Kemal, Halid Paşa’yı takdir etse de, etrafındakiler rahatsızdı. Çünkü o, Meclis’teki bütün entrikaları ve dönen dolapları deşifre ediyordu. Halid Paşa’dan rahatsız olanların başında Kel Ali lakabıyla anılan Afyon vekili Ali Çetinkaya ve Gaziantep vekili Kılıç Ali gelmekteydi.
Cinayetten sonra yayınlanan 16 Şubat 1925 tarihli Son Telgraf gazetesinde şöyle yazıyordu:
“Halid Paşa, Meclis’te söylenen idari olduğu kadar mali yolsuzluklar karşısında kayıtsız kalamamış, bunların üzerine gittiği gibi, meseleyi 30 Ocak 1925’te ziyaretine gittiği Mustafa Kemal Paşa’ya anlatmış, ondan bir çözüm bulmasını istemiş, yolsuzluğu yapanların kimler olduğunu birer birer adını vermiş.”

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
GÜÇLÜ DEĞİLSEN ÖL! Kanuni ve Safiye Sultan’ın vahşi düzeni 17 Ocak 2025 | 1.588 Okunma Tiyatroda 9 yıl bekledi, yalnızca aslan rolü istedi, kükremek için! Vermediler, canına kıydı… 15 Ocak 2025 | 3.047 Okunma “Dilan Polat bile kurtuldu, yakında her şey unutulur” diyormuş… 13 Ocak 2025 | 2.488 Okunma Oyunculuk ajanslarında yaşananlar… Bir taciz hikâyesi ve ünlü bir ismin gözyaşları 11 Ocak 2025 | 3.203 Okunma Rekabet Kurulu’ndan oyunculuk ajanslarına soruşturma ve “İş”e dönüştürülen özel hayatlar 09 Ocak 2025 | 8.591 Okunma