Fuat Uğur Türkiye Gazetesi

Dış politikamızın “akıllı ve uslu çocuk” hâlleri

Eski parlamenter Bülent Akarcalı, “Türkiye’nin Washington Büyükelçisi gitse, örneğin beyaz ırktan polislerin katlettiği onlarca siyahi gencin ailesiyle bir araya gelse, bu cinayetlerin çok vahim olduğunu, Amerikan...

26 Ocak 2016 | 252 okunma

Eski parlamenter Bülent Akarcalı, “Türkiye’nin Washington Büyükelçisi gitse, örneğin beyaz ırktan polislerin katlettiği onlarca siyahi gencin ailesiyle bir araya gelse, bu cinayetlerin çok vahim olduğunu, Amerikan demokrasisinden kaygı duyduklarını söylese nasıl olur?” diye soruyor.
Bununla kalmasa İsrail’i eleştirdiği için ABD Federal Soruşturma Bürosu’nca (FBI) hakkında soruşturma başlatılan Ohio’daki Kent Eyalet Üniversitesi'nin tarih bölümünde görev yapan Profesör Julio Cesar Pino’yu ziyaret edip üzüntülerini bildirse, Edward Snowden’ın, Julian Assange’ın ailesine gitse, ABD’de baskı altındaki Hispaniklerin, siyahilerin, Eskimoların ve Kızılderililerin sorunlarını dile getirmek üzere onları temsil eden sivil toplum kuruluşları yöneticileriyle basın toplantıları düzenlese. Bizim Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Amerika’ya gittiğinde onlardan birkaçını dinlese, kaldığı otelde sistem dışına çıktığı için dışlanan gazetecileri kabul edip dertlerini dinlese…
Bülent Akarcalı “Ama olmaz ki, Amerika buna kızar” diye ekliyor.
İşte vaziyetimizi özetleyen cümle bu.
Amerika buna kızar.
Almanya’nın suratı asılır, İngiltere ile ilişkilerimiz bozulur, Fransa böyle şeylere hiç gelemez.
Ama Türkiye’ye her şey serbest.
Hep söylüyorum, AK Parti hükümetinin yaptığı en önemli işlerden biri Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı’nı (YTB) kurmak oldu. Bu kurumdan sorumlu ilk bakan Bekir Bozdağ çok iyi bir çalışma yürütmüştü . Almanya Şansölyesi Angela Merkel o kadar rahatsız olmuştu ki Türkiyeli gazetecilerle yaptığı bir kahvaltıda off the record olarak “Türkiye neden bu kurumu oluşturdu? Türkler bizim sorumluluğumuzda” diye dert yanması hâlâ hafızalarda.
Aynı Merkel’in bugün bir sıkıntısı yok. Çünkü gerek Dışişleri Bakanlığı, gerekse YTB epey “uslanmış” durumda.
Almanya’da her şey yoluna girdiği için değil bu akıllı çocuk olma hâlleri.
Politikasızlık, hedefsizlik ve komplekslilikle karışık öz güven eksikliği.
Türkiye’yi habire eleştiri sağanağına tutan Almanya’da neler oluyor bu kurumların ya umurlarında değil ya da bilmiyorlar.


ALMAN CEZAEVLERİNDEKİ KORKUNÇ İNTİHAR ORANI

Onlar merak edip okurlar ve değerlendirirler mi bilemiyorum ama Sakarya Üniversitesi Diaspora Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından yapılan “Almanya’da insan hakları, hak ve özgürlükler”le ilgili 120 sayfalık çok kapsamlı araştırma inanılmaz olayları gözümüzün önüne seriyor. Doç. Dr. Bünyamin Bezci tarafından yürütülen bu çalışma, esasında buzdağının sadece görünen yüzü.
Etnik ve dinî nedene dayalı ayrımcılığın, saldırıların haddi hesabı yok. Alman polisler bunların kayıtlarını bile tutmuyor AB nezdinde problem olmasın diye. Bu resmî politikanın gereği böyle, polislerin inisiyatifiyle değil.
Yüzlerce cami kundaklandı, ev yakıldı, insanlar saldırıya uğradı. Türkler, diğer göçmenler polise bile gitmiyor artık.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
GÜÇLÜ DEĞİLSEN ÖL! Kanuni ve Safiye Sultan’ın vahşi düzeni 17 Ocak 2025 | 1.588 Okunma Tiyatroda 9 yıl bekledi, yalnızca aslan rolü istedi, kükremek için! Vermediler, canına kıydı… 15 Ocak 2025 | 3.047 Okunma “Dilan Polat bile kurtuldu, yakında her şey unutulur” diyormuş… 13 Ocak 2025 | 2.488 Okunma Oyunculuk ajanslarında yaşananlar… Bir taciz hikâyesi ve ünlü bir ismin gözyaşları 11 Ocak 2025 | 3.203 Okunma Rekabet Kurulu’ndan oyunculuk ajanslarına soruşturma ve “İş”e dönüştürülen özel hayatlar 09 Ocak 2025 | 8.591 Okunma