Esasında iyi ki
var Cihangir
İslamlar ve Muhasebeci
Kenanlar. Adamın adını unutacağım
neredeyse; Öztürk Yılmaz denen fake
karakter.
Önceki
akşam Habertürk televizyonunda bu çakma
konsolos Türkçe ezan diye tutturdu.
Tartışmanın ilerleyen dakikalarında sayko gibi kaşı gözü oynamaya
ve edepsizce laflar etmeye başlayınca Doç. Dr. Selman
Öğüt hak ettiği karşılıkları verdi.
“Zalime haddini
bildirmek yoksula kaftan giydirmektir” diye bir söz
vardı. Oradaki “Zalim”i
başlıkta “Edepsiz” diye değiştirdim ama
esasında ana fikri değişmiyor.
Bu millete 12 yıl
boyunca “Tanrı uludur” gibi abuk bir
çeviriyle Türkçe ezan adı altında zulmettiler. O yüzden ZALİM
deseydim de söz sahibine giderdi.
Hâlen cari olan
yasaya göre zaten isteyen ezanı Türkçe okur. Demokrat
Parti’nin yasada yaptığı değişiklik, CHP tek parti diktatörlüğü
döneminde Kur’ân dilindeki Arapça ezana getirilen yasağa ilişkindi
ve bu yasak kaldırıldı. Daha net ifadeyle Türkçe ezan
yasaklanmadı, sadece Arapça ezan üzerindeki yasak
kaldırıldı.
Eğer Öztürk Yılmaz
ve CHP’liler Ezan-ı Muhammedi Türkçe okunsun diyorsa
ve sırf bu yüzden camilerde namaz kılmak için sabırsızlanıyorlarsa
bir deneme yapılabilir. Misal İzmir’in, Nişantaşı’nın camilerinden
birini böyle bir uygulamaya açabilirler.
Görmek isterdim ortaya çıkacak
manzarayı, yalan yok.
Ama dertleri bu değil.
Bir de durup durup Atatürk’ü
Koruma Kanunu’nun verdiği gücün şehvetiyle “Eee Türkçe
ezanı Atatürk getirdi, ne olacak o zaman?” diye
celallenmezler mi?
Ne olmuş Atatürk
getirdiyse? Atatürk yanlış yapamaz
mı? Allah’ın kelamı mı bu? Yapmış işte. Nitekim
başka yanlışlar da yaptı ve geri döndü onlardan.
Kısaca Öğrenci Andı ile ilgili
dut yemiş bülbüle dönen CHP, Türkçe ezan konusunda da çıt
çıkarmıyor.
Belki de Kemal Kılıçdaroğlu
için “Muğla’ya gittim mi gitmedim mi? Orada okul
açmamış mıydım ben? Yoksa orası Tekirdağ mıydı?” diye
sayıklamaktan bu konulara sıra gelmiyordur.
Ama ilk yapacakları iş sağlık
komisyonunda kıçını yırtıp yerlere bardak fırlatmak
yerine Türkçe ezan için yasa
teklifi vermek olabilir mesela.