“Yok artık” mı diyeceksiniz?
FETÖ konusunda yaşadığımız onca acı deneyim ve şaşırtıcı sonuçtan
sonra hâlâ bu kanaati dillendirebilecek mecaliniz kaldıysa
deyin.
Anlatacaklarım bazı konuları yeniden konuşup tartışmaya sebep
olacak türden.
Ümit Akdemir’in birinci elden bana aktardığı öyle şeyler var ki,
Suriye meselesinde yaşanan korkunç katliamın ve trajedinin
başlangıcına gitmemizi zorunlu kılıyor. Ve Ümit Akdemir’in verdiği
bilgiler hem Suriye’nin, hem de Türkiye’nin nasıl bir kumpasla
karşı karşıya bırakıldığının ipuçlarını veriyor.
Başa dönelim.
Suriye’deki FETÖ bağlantısı aslında Hafız Esad’ın ölümüyle
başlamıştı. Tarih 10 Haziran 2000.
Yıllarca ülkeyi demir yumrukla yöneten birinin yerine gelecek olan
kişi kimdi? Beşar Esad olacağı belliydi zaten de o nasıl biriydi?
Eğitimi, ailesi, çocuklarıyla birlikte farklı bir profil ortaya
koyuyordu ama bu görüntüye ne kadar güvenilebilirdi?
HAFIZ ESAD’IN ÖLÜMÜNÜN ERZURUM’DA BİR TOPLANTIYLA İLİŞKİSİ
Hafız Esad’ın ölümüyle aynı anda, hiç akla hayale gelmedik bir
yerde; Erzurum’da o zamanki adıyla Cemaat, bugünkü adıyla FETÖ’nün
bir sohbet organizasyonu vardı.
Ne âlâka şimdi?
Sabredin. Sözü işte o sohbet toplantısını organize eden Ümit
Akdemir’e bırakıyorum:
“Her şey hazırdı ama gelen bir haberle sohbet son anda iptal
edildi. Çünkü sohbeti yapacak olan M. Ali Şengül’ün, Fetullah
Gülen’den gelen ani bir telefonla Suriye’ye geçmesi istenmişti.
Tabii çok merak ettim ve soruşturdum. M. Ali Şengül neden Suriye’ye
gidecekti?”