ABD konsolosluğuna saldıran ve yaralı olarak ele geçirilen
Hatice Aşkın 51 yaşında ve hemşireymiş. DHKP-C hücrelerinde intihar
bombacısı olarak yetiştirildiği, kanser hastası olduğu da hakkında
edinilen diğer bilgiler arasında.
Onun 51 yaşına gelmiş bir kadın olmasına ve cezaevinden henüz 33
gün önce çıkmasına rağmen bunu yapması şaşırtıcı değil.
Hayata Dönüş gibi vahşi operasyonlardan geçerek daha da bilenen,
ruhlarını takıntılı bir düşmanlıkla çürütmüş olan bu kadınlar,
üstüne üstlük amansız bir hastalığın pençesine düştüğünde “nasıl
olsa öleceğim” fikri sabitiyle, kafası koparılmış tavuklar gibi
şuursuzca savrularak “devrim şehidi” mertebesine yükselmek için
kendilerini ölümün ortasına atıyorlar.
Hatice Aşkın bir terör örgütünün adanmış fedailerinden yalnızca
biri.
Figen Yüksekdağ ise benzer “kardeş” bir örgütten, “Türk sosyalisti”
kontenjanıyla HDP’ye transfer edilerek eş başkanlığa getirilen bir
isim. Hatice Aşkın’ın yerinde olmamasının sebebi, belki de zekâsı,
hırsı ve konuşma yeteneğidir, bilemeyiz.
İlginç bir profil veriyor Yüksekdağ. Hatırlayacaksınız, tam Suruç
katliamı sonrasında hemen hükümeti suçlayarak “Şirretlik yaparak bu
işi kapatamazsınız” deyince Star gazetesi de “Susturun şu şirreti”
diye başlık atmıştı. Köken örgütü MLKP ona sahip çıktı ve Star
gazetesine bomba koydu.