Türkiye ile Gürcistan arasında Bakü-Ceyhan petrol boru hattı
anlaşması nedeniyle köklü ve sağlam bir ilişki var. Nihayetinde bu
dev projenin altına imza atan üç ülkeden biri olması nedeniyle
Türkiye’nin Gürcistan’a teveccühü de gözle görülür derecede
yüksektir.
Ancak mütekabiliyet esası ve ortak çıkarlar doğrultusunda bu
teveccühün de karşılıklı olması beklenir. Sonuçta bu petrol boru
hattından kazanacak olan taraf tek başına Türkiye değil,
herkes.
Batı’nın Rusya’nın interlandında olan Gürcistan’a ilgisi malum. Son
olarak AB geçtiğimiz hafta bu ülkeyi vize muafiyetini kaldırarak
ödüllendirdi.
Gelgelelim 15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra Türkiye’nin
Gürcistan’a bakışında FETÖ bir sorun olarak ortaya çıkmaya başladı.
Türk basınında “Gürcistan FETÖ yuvası hâline geldi” şeklinde çıkan
haberler herkese ne oluyor dedirtti. Sonra haberler çoğaldıkça
çoğaldı ve bir de baktık ki bu ülkede 16 adet FETÖ okulu, GÜRSİAD
adlı bir iş adamları derneği, Uluslararası Karadeniz Üniversitesi
adı altında bir üniversite var.
Aradan epey vakit geçti lâkin bu okullara dokunan olmadı. Türkiye
bir talepte bulunmuş muydu Gürcistan’dan bilinmiyor. Yoksa bulundu
da Gürcistan “Nasıl olsa Batı ve AB benim arkamda” diyerek tıpkı
Yunanistan gibi Türkiye’yi sallamadı mı?
Gerçekten de görünürdeki fotoğrafa bakınca FETÖ’nün Gürcistan’ı üs
hâline getirmekle kalmayıp ülkedeki üst düzey siyasetçiler ve
aileleri arasında faaliyetlerini sürdürdükleri yolunda bilgiler de
akıyor.