Buna inanmak istemiyorum.
Ama bir de Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nın (GYV) karıştığı
olaylara ve ortadaki iddialara bakın.
Dehşete düşmemek elde değil.
Vakıf sanki şantaj kasetlerini hazırlamak, montajını yaptırmak ve
sonra da ilgili yerlere, sağlayacağı faydalara göre planlayarak
servis etmekle görevli. Gereken fayda sağlandığında da “şimdilik”
kaydıyla saklamak üzerine kurgulanmış gibi.
GYV, adı üzerinde, gazetecilerle ve yazarlarla ilgili bir kuruluş.
Fethullah Gülen adına verdikleri debdebeli lüks otel iftarları,
gazetecilerle yazarları Gülen okullarının bulunduğu birbirinden
cazip ve ilginç ülkelere seyahate götürmekle ünlü bir vakıf. Tabii
asıl ününü Abant toplantılarıyla yaptı.
İlk başkanı Harun Tokak’mış. Tanımam etmem. Onunla ilgili anekdotu
Akit yazarı Hasan Karakaya kaleme almıştı. Eski DGM Savcısı Nuh
Mete Yüksel’in bir kadınla ilişkisini deşifre etmek üzere çekilmiş
şantaj kasetiyle ilgili. Nuh Mete Yüksel 2000’li yıllarda Fethullah
Gülen aleyhine dava üstüne dava açınca bu kaset devreye sokulmuş.
Harun Tokak, DGM Başsavcısı Yüksel’in ellerinde seks kasetinin
olduğunu, bunlardan iki adet görüntüyü göndereceklerini söyleyip
yayınlamalarını istemiş onlardan. Akit karar verinceye kadar onlar
Nuh Mete Yüksel’i görüntüden bir şekilde haberdar edip vazgeçmesini
sağlamışlar ama intikam ateşi bir türlü sönemediği için Hürriyet’te
yayınlatıp Nuh Mete Yüksel’i rezil etmeyi başarmışlar.