HDP’nin seçim vaatlerinde eşcinsel evliliklere kapı aralaması son günlerde çok tartışılıyor. Özellikle muhafazakâr kesimden eleştiriler var. Doğu’da bu partiye oy veren Kürtler şaşkın. HDP’yi destekleyen Beyaz Türkler ve Doğan Medya ise muhafazakârları, dindar kesimleri ve AK Parti’yi eşcinsel düşmanı olmakla suçluyor, karşı çıkışlarını antidemokratik buluyor.
Türkiye’de eşcinsellikle ilgili tartışmaların siyasetin
gündemine girmesi 20 yıl geriden gelse de esasında diğer ülkelerden
farklı bir seyir izlemiyor. Ama buna rağmen dünyada sadece 12 ülke
eşcinsel evliliği kabul etti. Öte yandan Batı’nın muhafazakâr ve
Hıristiyan partileri de eşcinsel evliliklere şiddetle karşı.
Özellikle de koyu Katolik Latin ülkeler. Daha geçen yıl Paris’te
bile yüz binlerce Fransız eşcinsel evliliklere karşı oldukları için
sokaklara döküldü.
HDP eşcinsellere evlilik vaadinde bulunabilir. Eşcinsel aday da
gösterebilirler şimdi olduğu gibi. Hatta eğer iktidar olurlarsa iki
erkeğin ya da iki kadının evlenmesi için yasa da çıkarabilirler,
onların bileceği iş. Ama onların bu vaatlerine farklı inançta,
düşüncede ve ideolojide olan siyasal partiler ve kesimler de doğal
olarak karşı olabilirler.
Dolayısıyla da bu çok normal bir tartışma. Çünkü Demokrasi dediğimiz şey, herkesin inancı, düşüncesi, buna dair hayat tarzı ve kurumlarıyla var olduğu ama yan yana yaşamayı başardığı rejimin adı.
Ama bir mesele var.
HDP ve Demirtaş’ın riyakârlığı.
Şimdi gelelim Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın önceki gün Aksaray’da yaptığı konuşmadaki sözlerine. Erdoğan'ın kendisini “Yufka açmaya çağırsan bile gelir” diye alaya almaya çalışan HDP lideri Selahattin Demirtaş’a verdiği cevaba bakalım: