Latincede “Adrogera” kökünden geliyor, “Başkalarından belirli davranışları istemek” anlamında. Adrogera’nın İngilizce karşılığı ise “Hubris”, yani aşırı gurur ve hırs.
Türkçedeki karşılığı ise KİBİR. Arapçada “büyüklük” anlamındaki “kibr” kökünden geliyor. Böbürlenme olarak yeni dilde de bir karşılığı var ama benim asıl ilgimi çeken, kibirle birlikte anılan bir diğer ifadenin ucb olarak adlandırılması. Yani kendini beğenme.
Girişteki bu etimolojik açıklamanın bir sebebi var.
Siz de mutlaka okumuşsunuzdur.
Adıyaman Gençlik ve Spor Müdürlüğü Spor Salonu'nda, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla "Bir Oluruz/6 Şubat Depremleri Anma Programı" düzenlendi. Törende aynı zamanda deprem konutları anahtar teslimleri de yapıldı. Katılımcıları arasında Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum ile Ziraat Bankası Genel Müdürü ve Bankalar Birliği Başkanı Alpaslan Çakar da vardı. Çakar, Erdoğan’ın yanında depremzedelere yapılan yardımlardan bahsedilirken “Burada en büyük hayırsever benim" dedi. Tam bu esnada yaşanacakları fark eden Bakan Kurum, coşmuş durumda olan Alpaslan Çakar’ın koluna dokundu ikaz mahiyetinde. Lâkin Çakar duracak gibi değildi, “En büyük hayırsever benim” diye devam etti. Kurum, dayanamayıp Çakar’ın kulağına doğru eğildi ve bir şeyler söyledi. Tüm bunlar Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın biraz da şaşkın bakışları arasında cereyan etmekteydi. Çakar en sonunda “Merkez Bankası bile 30 verdi ben daha fazla verdim” lafını edince Erdoğan dayanamayıp, önce alçak sesle Çakar’a “Koskoca devlet bankası, bırak sen. Ben verdim deme devlet verdi” uyarısında bulundu. Ardından da dayanamayıp salona seslenirken şu sözleriyle törene ve gündeme damgasını vurdu:
“Bazen devlet kurumları hava atıyorlar da diyorum ki millet verdi, devlet verdi, sizler de aracı oldunuz”