Tuttu bu laf.
İçimizdeki Hollandalılar.
Ama hakikati tam olarak yansıtamıyor. Bir tarafı eksik.
Şöyle bir toparlayalım.
Dışişleri Bakanımızın toplantısını iptal edip uçağına iniş izni
vermeyen, kara yoluyla gelen Türkiye’nin bir bakanını tüm
diplomatik teamülleri dinamitleyerek durdurup konsolosluğumuza
gitmesine izin vermeyen ve bu durumu protesto etmek için toplanan
halka köpekleriyle ve atlarıyla saldırarak 7 kişinin ciddi biçimde
yaralanmasına neden olan Hollanda devletinden söz ediyoruz.
Ve bu olayların yaşandığı şehrin “Bakanın 10 koruması vardı. Ne
yapacaklarını bilmediğim için silahlı milislerimize ateş açma izni
verdim” diyen bir belediye başkanından.
Böyle bir fotoğraf karşısında Hollanda’da pek çok gazeteci ve
hukukçu yapılanları tam bir kepazelik olarak tanımlarken,
“İçimizdeki Hollandalılar” köşelerinde “Haydut ülke Türkiye” diye
yazabiliyorlar.
Rotterdam Belediye Başkanı’nın adı Ahmet Ebutalip ve biliyorsunuz
adam Fas kökenli.
“İçimizdeki Hollandalılar” da Türk sonuçta.
Bunun bir önemi yoktu.
“MISCHLING”LERİN SONU GİBİ OLMADAN
Bir de Nazilerin Mischlingleri var.
Siz Bryan Mark Rigg’in çarpıcı araştırmasından oluşturduğu
“Hitler’in Yahudi Askerleri” adlı kitabını okudunuz mu?