Biz İmar Barışı olarak biliyoruz
ama mevzuatta
adı 3.5.1985 tarihli ve
3194 sayılı İmar Kanunu’na eklenen Geçici 16. Madde uyarınca Çevre
ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yayınlanan
“Yapı Kayıt Belgesi
Verilmesine İlişkin Usul ve Esaslar” olarak tanımlanıyor.
Başından beri çok
iyi fikir olduğunu söyleyerek destekledim bu
projeyi.
Devletin vatandaşının yüzde 60’ıyla
ihtilaflı olması kadar absürt bir şey olamaz çünkü.
Mutlaka bir uzlaşmaya gidilmesi gerekiyordu. Çünkü sonuçta bu durum
on yılların problemi. 1950’li yıllardan beri günümüze kadar ulaşmış
ve kangren olmuş bir yara.
Bu yüzden çok sevindim bu yasa
çıkınca.
Ama biraz incelediğimde gördüm ki
İmar Barışı bazı maddeleriyle ciddi sıkıntılar ortaya
çıkaracak gibi görünmekte.
YASA ACELEYE
GETİRİLMİŞ
Evet, burada amaç
vatandaşlarımızın imar sıkıntılarının çözülmesi, yasaya aykırı yapı
ve eklentileriyle ilgili olarak devletle
uzlaşması ve YAPI KAYIT
BELGESİ alabilmesi. Esasında bir İSKÂN
BARIŞI olarak da nitelenebilir bu yasa. Yani yapı
yasallaşarak kat mülkiyetine geçmekte, iskân verilerek kolaylıkla
alım-satımı yapılabilmekte.
Malum ülkemizde ve
özellikle büyük kentlerde, kaçak kat, kapatılmış balkon,
yapılara eklentiler, çıkmalar derken milyonlarca
ruhsatsız ve iskânsız yapı var. Belediyelerin elleri
kolları bağlı çünkü bu on yılların problemi. Hepsini yıkacak
hâlleri yok. İstediğin yasayı koy, de facto kaçak
yapılar tozu dumana katarken belediyeler ekseninde
de bol bol rüşvet mekanizması dönüyor.
Birkaç göstermelik ceza o kadar. Sonuçta her biri oy
deposu.
Lakin yasanın biraz
aceleye getirildiği de anlaşılıyor.
Kısaca bu yasada bazı
hususlar baş
ağrıtacak türden.
ARSA HESAPLAMAYA NEDEN
KATILIYOR?
Öncelikle çıkan yasa
ile arsa ve inşaat alanı toplanıyor.
Yani 1000 metrekarelik arsanın rayiç bedeli ile eviniz 400
metrekare taban alanı üzerine 3 katlı ise metrekare başına bin
lira, (8'in üstündeki katlarda 1.600 lira bedel üzerinden) gibi bir
rakam belirleniyor. Buna göre diyelim ki bir dönüm arsanızın rayiç
bedeli, İstanbul'da ise ortalama 1.500 liradır. Bir
dönümü 1,5 milyon lira. Evinizin taban alanı 400
metrekare ve üç katlı olduğuna göre de bedeli de 400
bin lira. Bu iki rakam toplanıyor. 1 milyon
900 bin lira ediyor. Bunun yüzde
3'ü alınıyor. Bu tutar da 57 bin
lira oluyor.
İşte bu binanın
ödemesi gereken bedel bu; 57 bin lira.
Soru
1: Öncelikle bu yasanın adı İMAR
BARIŞI değil mi? Neden ARSADAN
PARA alınıyor? Problemli olan ev. O hâlde buna arazi
de eklenerek ödenecek tutar neden iki-üç kat arttırılıyor? Yasalara
uymaya karar veren vatandaşa yolunacak tavuk gözüyle mi
bakılıyor?
Soru-2: Arsayı
binaya eklemek hazine arazisi üzerine yapılan
evler için bu anlaşılabilir bir durum.
Ama kişisel mülkiyeti olan arsalardan para alındığı
zaman yasalara uyan kişi, hazine arazilerinin üzerine
konanlar yine eşitlenmiş ve yine bir kez daha mağdur edilmiş
olmuyor mu?
DEVLET VATANDAŞI KARŞI
KARŞIYA GETİRİYOR
Bir başka husus.
Diyelim ki bir dönümlük arazinizi
müteahhide verdiniz ve müteahhit birçok meslektaşının yaptığını
yaparak kaçak kat çıktı. 400 metrekare taban alanında 6 daire bir
de KAÇAK çatı
katı yaptı. Size anlaşmanız uyarınca 3
daire verdi. Siz de balkonunuz biraz ufak olduğu için
bir çıkıntı ile tadilat yaptınız dairenize. Ve İmar Barışı uyarınca
yapı kayıt belgesi almak istiyorsunuz.
Yasa, apartmanın tüm
sakinlerinin uzlaşarak imar barışına başvurmasını
öngörüyor. Yani sizin 7 daireli
apartmanınızdaki herkesin para
vermesi gerekiyor. Eğer paranın tümü
ödenmezse imar barışı uygulanmıyor. Yasa
açıkça “Benim paramı ver, gerisine
karışmam” diyor.
O hâlde kriz noktasını ortaya
koyalım. Söz gelimi iki daire ödemedi. O zaman ne
olacak?
Yasa, bu durumda diyor
ki:
Siz onlarınkini de
ödeyin, daha sonra da onlardan talep edin.
Yani yüz yüze baktığınız
komşunuza icra davası açın, gerekirse de 'papaz olun' demeye
getiriyor.
Böyle şey olur mu?
Doğrusu şu
olmalıydı:
Herkes kendi dairesi için ödeme
yapar, binanın ödeme yapmayan diğer mülk sahipleri de
devlete borçlu çıkar. Böylece kaçak unsurlar kayıt
altına alınmış olur.
HER APARTMANI
TEMSİLEN
BİR KİŞİ BAŞVURACAK
BİR KİŞİ BAŞVURACAK
Bir başka husus da
şu. Her binayı ya da apartmanı temsilen devlete bir
kişinin başvurması gerekiyor. Temsilen
başvurulmadıysa sizin bireysel başvurunuz dikkate alınmıyor.
Örneğin bir apartmanı temsilen İMAR BARIŞI için başvuran kimse
çıkmadı.
Ne olacak?
Cevap aslında bir Türkiye
klasiği:
“Hiçbir şey olmayacak
tabii ki!”
On yıllardır yıkılmadan ve
müdahale edilmeden duran apartmanların şimdi yıkılacak hâli yok
ya.
Şu Türkiye’de yaşadıklarımız bize
şunu öğretti.
Bu ülkede hazine arazisini
çevirip apartman diken, yasa dışı konut sahibi olan herkes kârlı
çıktı.
Yine kârlı çıkar.
SON BİR
NOT
Barışmak için başvuran vatandaşa
hiç olmazsa bir iyilik yapın ve çıkan miktarı
taksitlendirin.
Yasaya uyma niyeti gösteren
vatandaş en azından bu kadarını hak ediyor.