IMF’nin eski
Başkanı Dominique
Strauss Khan 2012
seçimleri için sosyalistlerin Fransa Cumhurbaşkanı
adayıydı. Nicolas
Sarkozy’nin karşısına
çıkacaktı.
Strauss’un çok önemli bir zaafı
vardı; kadınlar.
Evliydi ama sadakatsizdi. Üstelik
başı bu konuda pek çok kez derde girmişti.
D.S. Khan yine de rahat
durmuyordu. 2011 yılı Mayıs ayında bir cumartesi
günü New York’tan Paris’e uçmasına 10 dakika
kala uçaktan indirildi ve Amerikan Gümrük Polisi
tarafından gözaltına alındı.
Hakkındaki
suçlama derhal işitildi. New York’ta kaldığı
lüks Sofitel
Otelinde çalışan Nafissatou
Diallo adlı kadın oda görevlisine
cinsel tacizde bulunmuştu.
D.S. Khan hakkında
dava açıldı. Dava 4 ay sonra
düştü. Cumhurbaşkanı adaylığı da tabii. Oysa Fransız
sosyalistleri ona büyük umut bağlamıştı.
Bu skandal Amerikalılara
Clinton’ı hatırlattı. Eski ABD Başkanı Bill
Clinton’ın da bu zaafı bilinmekteydi. Nitekim korkulan
olmuş Monica Lewinsky skandalı patlak
vermişti. Bu olay demokratların 8 yıl süreyle iktidarı
kaybetmelerine yol açtı.
YA MUHARREM İNCE’NİN
TACİZ SKANDALI NE OLACAK?
Fatma
Büyükkömürcü CHP Kadın Kolları üyesi bir
hanımefendi. Yıl 2008…
Aynı zamanda Atatürkçü Düşünce
Derneği’nde de faaliyet göstermekte.
Kızının okulda öğretmeninden
şiddet görmesinden şikâyet ediyordu ve bu konuyu bir türlü
çözememişti. Sonunda kendi partisinin TBMM
Millî Eğitim Komisyonu’nda görevli bir
milletvekiline başvurdu ve başına gelenleri
anlattı. O milletvekilinin
adı Muharrem İnce idi. CHP
Yalova milletvekili.
Muharrem
İnce Fatma Hanım'a yardımcı olduktan sonra
onu kahve içmeye davet etti. Fatma Hanım
da kabul etti. Farklı bir tarihte yeniden davet etti, Fatma Hanım
gönül borcuyla o davete de gitti. Muharrem İnce bu
görüşmelerinde ÖZEL HAYATINDAN dert
yanıyordu.
2009 yılı Kasım ayına
kadar Muharrem İnce bir arıza
vermeden bu dostça
görüşmeyi sürdürmeyi başardı.
HER ALKOLLE BULUŞMASINDA
AYNI ZAAF
Ama
gelgelelim kadınlara olan zaafı her alkolle
buluşmasında Muharrem
İnce’yi tüm kuralları yıkacak denli zıvanadan
çıkarıyordu.
O kasım ayında bir
gece Fatma Hanım'ın telefonuna Muharrem
İnce’den mesajlar geldi. Televizyon diliyle biraz ‘bip’leyerek
veriyoruz, şöyle diyordu:
"Yalova'dan geliyorum,
çok abazanım. K... Z... apartmanı 1 numaraya
gel..."
AÇIK SAÇIK MESAJLAR VE
İNCE HAKKINDA FEZLEKE
Fatma Büyükkömürcü neye
uğradığını şaşırdı. Ona ağır sözlerle cevap verdi.
Ancak Muharrem İnce devam ediyordu.
Sürekli olarak açık saçık
mesajlar yazıyor, buluşmayı teklif
ediyordu.
Fatma Hanım sonunda
dayanamayarak savcılığa şikâyette
bulundu. Savcılık vekil olduğu
için dava açamadı ama şikâyeti haklı
bulup İnce hakkında
fezleke düzenlendi.
Bunun üzerine İnce, avukatı
aracılığıyla Fatma Hanım'a şikâyetini geri çekmesi
için 12 bin 500 lira para teklif
etti.
CHP’Lİ KADIN VEKİLLER
İNCE’NİN YANINDA KENDİLERİNİ GÜVENDE HİSSEDİYOR
MU?
Fezleke üzerine efelenen Muharrem
İnce’ye Bülent Arınç’ın o dönem
verdiği ağır bir ders vardır. O sözleri
hatırlayalım:
''Bulunduğu görev CHP'nin
Grup Başkanı olan Kemal Kılıçdaroğlu'na vekalet ettiği makamdır.
Dolayısıyla partisini temsil iddiasında bulunan bir
insan cinsel tacizle suçlanıyorsa önce
utanır, sonra bu görevinden istifa
eder. İkinci görev de CHP içindeki kadın milletvekillerine
düşer. O kadın milletvekilleri, bundan sonra Sayın
İnce'nin yanında oturmamalı, onunla selamı sabahı kesmeli,
en azından bu iddiaların gerçeğe çıktığı güne kadar ilişkilerini
sonlandırmalıdır.''
Şimdi sormak
gerekir.
CHP MEDYASI ÖRTBAS ETME
DERDİNDE
Peki, Muharrem İnce’nin,
Trump’tan, Clinton’dan, D. S. Khan’dan ayrıcalığı ne?
CHP medyası bu olayın
üzerini neden örtbas ediyor?
Sözcü adlı
CHP-İP-PKK-FETÖ gazetesi şöyle başlık atmıştı:
“O kadın AKP’li
çıktı.”
Ha bu durumda,
yani kadın AKP’li olunca her türlü
tacizi hak ediyor anlamına mı geliyordu bu? Bunun tam tersi durumu
da aynı mantıkla mı okumak gerekirdi?
Sözcü ahlaksızlığın
kitabını yazarken yalan da yazıyordu çünkü yukarıda
da belirttik, Fatma Hanım neredeyse doğuştan
CHP’liydi, kadın kollarında ve Atatürkçü Düşünce
Derneği’nde üyeydi.
PEKİ, ÜLKÜ HANIM'IN
MEZHEBİ BU KADAR GENİŞ Mİ?
Gerçekten merak
konusu!
Neden bu taciz olayını hazmediyor
Muharrem İnce’nin eşi Ülkü Hanım? Cumhurbaşkanı eşi
olma umudu her türlü aldatılmayı vicdanında haklı
çıkarıyor mu? Bu onursuzluğu kendisine yakıştırıyor mu Ülkü Hanım?
Üstelik iddialara göre “saygıdeğer
eşinin” bu konuda başka
vak’aları da varmış. Böylesine mezhebi geniş mi Ülkü
Hanım'ın. Nasıl hazmediyor?
Eşi Muharrem
İnce’nin “KADIN
KOKUSU” şiirindeki;
“Ömrümün
yarısı,
Ve sen tanıyamadığım birinin
karısı” dizelerinin öznesinin kendi olduğuna mı inanıyor
acaba?
İNCE’YE; BIRAKIN ÜLKEYİ,
TAVUK BİLE EMANET EDİLMEZ!
Sadece o da değil,
dün Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eleştirileri
üzerine Muharrem İnce SGK’yı âdeta
dolandırdığını kabul ediyor ve
övünerek “Tamam çalıştırdıklarım emekliydi,
sigortalarını yatırmadım ama cezamı ödedim, sana
ne?” diyor.
Böylesi görülmüş şey
değil.
İşin başka bir yanı
var. Tacizle suçlanan bu adam Cumhurbaşkanı
adayı.
Bir kez olsun onu bu makamda
gözünüzde canlandırın.
Nasıl geliyor
size?
Ona namusumuzu emanet edebilir
miyiz?
Ülkemiz bizim
namusumuz.
Bırakalım eşlerimizi, kızlarımızı
ve kız kardeşlerimizi, bırakalım ülkeyi…
Hani yenilirse tavukçuluk
yapacağını söylemişti ya,
Muharrem İnce’ye tavuk
bile emanet edilmez.